DOĞANIN MANTIĞI

doga

Doğayı ya ayrı ayrı yaşarsın yada doğayı sen düzenlersin; yatmak ve çalışmak ellerimizde

Doğanın bir işleyen mantığı vardır. bu mantık maddenin yasaları içinde var olur 100 derece suyun kaynaması atomun parçalanmasından doğan güç ve bir çok yasa. bu yasalara müdahale edildiğinde maddi var oluş ve biçimlenmesini geciktirir veya hızlandırır. Ya da doğa kendi yasalarını kendi biçim ve formlarında yeniden yaratır. Aynı doğanın boşluk kabul etmediği gibi maddi var oluş bir yasasızlık içermez. Yalnız maddenin birbirine dönüşmesini bu karmaşık yasalar bütünü içinde var eder. Bir şey yok olurken başka bir şey var olur. Ağaç tohumu bit bitki olurken onu yiyen hayvan gelişir. Ölen hayvan tekrar toprağa döner ve parçalanır. Demek ki maddi dünyanın yasalarının yanında canlığında yasaları vardır. Madde nasıl enerjiler bütünü ile form değiştiriyorsa canlıda kimyasal ve organik enerjiler ile biçim ve format değiştirir

.Canlıyı diğer maddi şeylerden ayıran şey maddenin kendi atomsal yasalarının yanında ancak dışsal enerjiler ile değişime girmesidir. Yoksa ki içinde bulunduğu enerjinin formuna gire kendi yapısal özelliklerini gösterir yada biçim ve nitelik değiştirir. Canlıda bu format ve biçim kendi kendine büyüme ve gelişme sonunda tekrar parçalanmadan başka bir şey değildir. Madde kendi içinde büyümüyor gelişmiyor. Oysa canlı madde dışardan aldığı yedek parçalar ile onu kendi içinde kimyasal oluşumlardan geçirerek parçalıyor kendi bünyesinde yararlı olan şeyleri alıp atıkları dışarı atıyor. Kendi içinde bir denge ve biçim kurarak bunu korumaya çalışıyor

İşte bu doğal yasaların içinde denge ve biçim koruma mücadelesi doğanın içsel ve dışsal yasalarının tesadüfî yapılanması içinde yeni var oluş yaratır. Maddeye yeni biçimler yeni formlar kazandırır. Kimyasal süreçleri kendi içinde yaratır. Doğa(ölü doğa) kendi yasalarını yapılandırıp enerjilere tepki verirken canlı aynı zamanda bir hareket kazanıyor. Maddi dünyaya karşı belli yanıtlar vermeye çalışıyor. Onu yeniden biçimlendiriyor kendi yaşayacağı ortamları sağlamaya çalışır. Canlı bir irade yaratır irade canlı cansız tüm maddi var oluş yasalarını içinde devinmeye çalışırken bu yasaları belleme ve hayata geçirme mücadelesi içinde iradeyi oluşturan beyinin gelişmesi belleği artırır. Bellek öğrenilenleri yeniden üretim aşamasında canlıya yol gösterir.

Canlılığın bu dengesini ve biçimini koruma mücadelesi doğanın yasalarına tam anlamıyla uymazken canlı kendi alanlarını yaratır. Kendini yaratırken bu seferde çevresini yeniden yaratmaya kendine barınak bulmaya yiyecek ihtiyacı için elverişli ortam ve dengesini bozmaması için hava ve suya ihtiyaç duyar. Canlılık bu ihtiyaçların gereksinimlerini üstünde karşılarsa rahatlıyor. Ama gereksinimlerinin altında düştüğünde canlılığı yok olur. Susuzluktan ölebilir yada suyun çoğalması hayatını öldürebilir

Canlılık dolayısıyla insan ihtiyaçlarını gereksinimlerinin altına düştüğünü ihtiyacını gidermek için mücadele etmeye başlıyor. Canlılığını ayakta tutmaya çalışır. Doğada canlıdan başka ona müdahale edecek bir güç yoktur. Doğa(madde) kendi içsel yasaları içinde enerjinin sakınması kanununda olduğu gibi bir enerji bir başka enerjiye dönüşür. .

Enerji aynı bileşik kaplar gibi ısı enerjisi hareket enerjisine hareket enerjisi havayı etkileyerek soğumaya başlıyar bu da ısıyla karşılaştığında kimyasal enerjilere dönüşerek birbirin takip eden dahası birbirinin yerine geçen bir süreçler olarak belirmektedir. Isı enerjisi hareket hareket ısı enerjisine dönüşürken birbirlerine geçişlerde ara enerjilere potansiyel enerjilere dönüşür. Aynı zamanda maddenin kendisi bir enerjidir. Atomun parçalandığında enerjinin ortaya çıkması gibi.

Bu enerjilerin dönüşümü esnasında canlılık dengesini ve biçimini koruma mücadelesinde yenik düştüğünde havaların ısınması sellerin oluşması bir kıtlığa bir baskınları neen olurken bu canlılığı tehdit eden şey bir gazap eza olarak görülmektedir. Aynı zamanda şeylerin paylaşımındaki mücadele birinden birinin yenik düşmesine dolayısıyla cezalanmasına ihtiyaçlarını gidermesine neden olacaktır

 

 

 

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

Ulukaya ve Yörecik(zengök) Murat nehri manzaraları

Murat nehridiyadinden doğup Muş iline kadar süzülerek gelen murat nehri muşun 1600 rakımı üstünde iki …

Bir yorum

  1. Doğanın kendine özgü, kendine ait bir dili, mantığı ve aklı vardır. Her şey diyalektiksel bir oluşum, değişim, dönüşüm, ilişki, akış ve gelişme içindedir.”

    Doğadaki her şey birbiri ile uyumlu ve denge halindedir. Bütün evren semah dönerken sürekli bu uyum yenilenir, dairesel bir devinimle birbirinin varlık nedeni olur. İnsanın çevresiyle ilişkiye geçip toplumsallaşmayı inşa etmeye başladığı andan itibaren bu denge yavaş yavaş bozulsa da binlerce yıl doğa ile uyumlu yaşam devam etmiştir. Toplumun inancı, kültürü, ritüelleri, kutsallığı bu ikrarlı ilişkiyi canlı tutmuş, yeni kuşaklara aktarmıştır.

    Kapitalist modernist anlayışla birlikte birey, toplum ve doğa arasındaki holistik ve simbiyotik ilişki tersine dönmüş; doğa insanın hakimiyeti altına alınmış, daha fazla kâr daha fazla sömürüyü beraber getirmiştir. Böylelikle doğa sömürü, talan, yağma mekanına dönüşerek nesne haline gelmiştir. Kadın üzerinde geliştirilen sömürü ağı ile doğanın nesne haline getirilerek sömürülmesi aynı şekilde gelişmiştir.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!