KÖLE EMEĞİ VE ÖZGÜR EMEK
Sollar ve İhtilalciler
Sollar ve ihtilalciler iyimser insanlardır. Karamsarlığın anarşinin ve yıkımın içinden yeniyi yaratmayı bilmiş öncülerdir. İhtilal eski mantığın yıkılıp yeni mantığın konduğu, olmaz denilen olabilirler arasına olduğu ve tarihin içinde oluşan yarıklardan kırıklardan ve çürümüşlükten eski dünyanın yıkılışını ve yerine yenisini koyma çabasıdır. Olamaz denileni olabilir yapandır.
Eski dünyanın zaferi bir ülkeyi ele geçirip onun zenginliğini sahip olmak ya da onu köleleştirmektir. Yeni dünyanın zaferi eski geleneklerin yıkılmaz kalelerin bükülmez bileklerin bu eski dünyadaki gibi savaşla ve her şeyi tahrip ederek değil yeni dünyayı eski dünyanın çürümüş parçaların artıklarını onun üstüne kurmaktır.
Bu nedenle ihtilal bir savaş biçimi değil bir kopuş yeninin filizlenmesi için ona imkan ve olanak yaratmaktır. Tarihin eskiyen durağanlaştıran ve yıkım derecesinde insanları sefalete düşüren eski tarihleri yeni yarattığı tarihle değiştirmektir.
Bu nedenle yeni tarih eski toplumların zenginliklerini kanla yıkan tarih değil eskinin üstüne kansızca kurulan bir tarihtir.
Bu nedenledir ki sol ve sollar tarihi stabilize eden yüklerinden kurtulup silkinmeleri ve tarihe yeniden yön vermelidir. Yeni sollar : Ekonomiye sahip olmayan sol teoriye saplanmış kalemşörler gibidir. Yeni ekonomi emeğin sömürüsüz kurulduğu bir dünya yaratmaktır. Çünkü tüm dünya zenginliği emeğin ve tekniğin üzerine kuruludur. Servet ve mülk sahiplerinin hatta devletin emeği sömürmesine el konmalı ve tarih tersine dönüştürülmelidir.
Bu tarih köleleştirmenin değil özgürleştirmenin tarihidir. Emeğine sahip olmayan birey köledir. Bu emek ne şekilde ödenirse ödensin ücret ne kadar yüksek olursa olsun her satılan emek köle emeğidir. Servetin kölesidir. Servet sahibinin kölesidir. Servet ne kadar büyük olursa ve ne kadar büyük servete sahip olunursa olsun zenginliğin yaratıcısı ve büyük servetin (tekniğin) yaratıcısı insan emeğidir. Servet : zenginlik olsaydı tek başına en büyük kara parçasına sahip olan en zengin olacaktı. Oysa emekle işlenmeyen servet zenginlik sadece doğanın kendi kendine yaşayan canlısı olarak hayvanların barınak ve yiyeceklerini üretir.
Öyleyse insan bir hayvandan başka bir şeydir; emek verendir. Hayvan ham doğanın içinde yaşar Oysa insan dünyası sadece servet (doğa) değil kendi emeği ile yarattığı (servettir) dünyadır.
Emek servetin ve mülkün sömürüsünden kurtulduğu vakit kölelikten kurtulacaktır. Çağlar boyunca emeğin özgürleşmesinin sağlanmaması emeğin doğrudan servete yönelik olarak kanalize olması ve ilk sahiplenilen şeyin emek harcanan şeyin servetin (doğanın) sınırlarını çizerek ona sahip olan emektir. Demekki servet sahip olmayla elde edilen şeydir.
İkinci şeyde şudur. Bu sınırlandırılmış sahip olmuş bir emeğin koruyucu başka bir emekle sahip olmayan sadece doğal hayattaki servet gibi sahiplenmesi olmayan başıboş ve sahiplenilmiş emek( köle) emeği ile yaratılan zenginlik servet genişleyerek (alanını büyüyerek) değil servetin emekle işlenerek pozitif bilgi donanıp yaratılan tekno zenginliktir. (uygarlık) Bu zenginliği yaratan köleleşmiş ve köleleştirilmiş kolektifleşmiş emektir.
Oysa serbest çalışan aile ekonomileri doğanın yaşayan zenginliğinin dışında biraz fazla zenginlik üretip kapalı bir ekonominin dışına çıkamamışlardır. Kolektif üretimi emek zengiliğini yaratamamışlardır.
İhtilalciler kendi kendinin hakimi insanlığın sembolü olabilirler mi?
Derleyen:İbrahim Can..
”Siyah derili emeğin damgalandığı yerde, beyaz derili emek kendisini kurtaramaz.” – Karl Marx
Doğrudan kölelik, günümüz endüstriyalizmine, makinelerin, kredilerin vs. olduğu kadar bağlıdır. Kölelik olmadan pamuk olmayacaktı, pamuğun yokluğunda modern endüstri de var olmayacaktı. Sömürgelere değerini veren köleliktir, sömürgeler dünya ticaretini yaratmıştır ve dünya ticareti geniş ölçekli makine endüstrisi için gerekli koşul olmuştur. Böylece kölelik, muazzam önemde bir ekonomik kategori olmuştur.”Doğrudan doğruya kölelik bugün sanayiciliğin, makineler, ‘kredi vs. gibi bir mihveridir. Kölelik olmadan pamuk olmaz, pamuk olmadan çağdaş sanayi olmaz. Kölelik sömürgelere değer kazandırmıştır; sömürgeler dünya ticaretini yaratmıştır; dünya ticareti büyük boyutlu makineleşmiş sanayinin zorunlu şartıdır!