Cumhuriyet ve restorasyon 2
Cumhuriyet genç Türklerin bir ideolojiydi. Osmanlı sarayı: padişahla meclis yönetme becerisini gösteremeyen bir türlü meşrutiyeti yönetime bile tahammül edemeyen saray diktatörlüğü kendisini yenileyemediğinden girdiği tüm savaşları kaybetmiştir: Kurtuluş savaşına kadar batıdaki tüm topraklarını kaybetmiştir. Güneyde Araplar tarafından sırtından vurulmuş ; İngiliz işbirlikçiler Arap çöllerinde Türk askerleri arkadan vurularak ve bu ceplerde savaşarak geri çekilmiştir. ve Kafkas cephesinde 90 bin askeri Osmanlının basiretsiz idarecileri yüzünden savaşmadan Sarıkamış’ta donarak ölmüştür. Bir türlü nereye yaslanacağını bilmeyen yönünü belirleyemeyen Osmanlı idaresi güneyde Araplar tarafından kovulunca en son Türklük hayaline bel bağlamıştır. Türk devletlerine yakın olmak ve Kars geri almak için Enver paşa nın Alman’larla işbirliği içinde Bakü petrollerini ele geçirip Hindistan yolunu açma hayalı; kendi hayalini Alman işbirliğine bağlayan Kadük Osmanlıcılık paradigması Sarıkamış’ta 90 bin askerimizin askeri başarılarına rağmen öngörüsüz liderlerin sayesinde ordularımızın yok olmasına neden olurken Osmanlının Alman’larla birlik hayalinin sonuna geliniyordu.
Kendine ve kendi ordularına güvenmeyen Osmanlı En son padişahının İngiliz himayesini istemesi kendini ve kendi hayalleri bitirmiştir, İmpatorluğun kendini ayakta tutacak payanda arama İngiliz himayesine girme ihtiyacı: kendi özgücüne kendi milletine güvenmeyen yönetimler geniş milletler topluluğu olan Osmanlı yönetiminin kendi küçük beyliğine geri dönme hayalinden başka bir şey değildi. Nasıl Selçuklular parçalanırken Türkler beyliklere bölündüğü gibi en büyük beylik kalabilmenin telaşı ile padişah sırtını İngilizlere dayadı ve Türk halkının kendi liderliğinde yeniden kurulan cumhuriyet hükümetinden kaçarak kendisini İngilizlere iltihak etti. Osmanlıyı tarih sahnesinden silerek yönetimi terk etti.
Padişah giderken onu destekleyenler gitti mi gitmedi; hep geri dönmenin Cumhuriyet kadrolarını yok etmenin hayali ile yeniden iktidar olabilmek için her türlü takiye (yalancı kadrolar)kadroları ile kendilerini iktidara hazırladılar. Cumhuriyet güçlü bir ordu güçlü bir meclis ve yetişmiş bir yasama yarattı. Ama cumhuriyet kendi ekonomik veçheleri ile çağdaş kapitalizmi yaratamadı. iktidardakiler kendine yakın devletle bütünleşmiş kapitalizm yarattılar. Bu nedenle burjuvazi cumhuriyet ve demokrasi ideolojisine hiçbir zaman sahip çıkmadı zengin kapitalistler kendini destekleyen sağ iktidarlardan yana oldu. Sol ve demokrat iktidarlar ne kadar sol söylemli ideoloji ile halka yaklaştılar ise sağ ve sağın tüm fraksiyonlarını yanına çekerek küçük burjuvaya sağ dinsel propaganda ile geniş halk kesimlerini kolaylıkla yanına çektiler. Gerek menderesin kendini yeniden üretemeyen ekonomi politiği ile ülke krizden çıkışı 60 darbesi ile yeniden cumhuriyet kendini toparlamaya çalıştı. 60 darbesi sağın programsız ve pervasız iktidarını durdurmuştur.
CHP nin kısa süreli koalisyon hükümetinden sonra planlı ekonomiye geçiş argümanı ile Adalet partisinin politikası ile yeniden ithal ikameci politikalar yatırımlar yapılmış ama 70 ler deki petrol krizi tekrar ekonominin çökmesine neden olmuş Demirel’in deyimi ile 70 cente muhtaç olmuştur. Demokrat cumhuriyet kadroları Ecevit’in ortanın solu söylemi ile 70 ler deki sol fraksiyonlardaki gençleri kendi kadrolarına çekerken iktidar yürüyüşü Kıbrıs savaşının ambargosu yine derinleşen petrol krizi ile CHP kadroları ve cumhuriyet kadroları tekrar muhalefete düşmüştür: sonuç olarak sağ kadroların ekonomik beceriksizlikleri yüzünden ülke ikinci kez darbeye maruz kalmıştır. Bu darbe Amerika’dan icazet alınarak en üst beşli çete tarafından gerçek askeri darbe yapılmıştır. 60 darbesi bir subaylar darbesi olduğu için iktidardakiler alaşağı edilmiş hükümet edenler asılmıştır. Ve sonuç olarak sosyal politikalar anayasa girmiştir. 80 darbesi Amerika 60 darbesindeki gibi iktidardakiler yok etmek yerine halka karşı yapılmıştır daha çok 68 kuşağının halka inmesi ile sol fraksiyonlu örgütler ile cumhuriyetcilerin halkçılaşmasının önüne geçmek için sola karşı darbe yapılmıştır. O zamanki parça bölük olan sol örgütler kolay lokma olarak yok edilirken(asılarak) cumhuriyet ve demokrat kadroların hepsi sindirilerek bir daha iktidara gelmesinin önüne geçmek için seçimlerde sosyal politikalar yerine sağ politikalar anayasaya girmiştir. Sağ partilerin solu ezmesi için barajları ile %35 oyla meclisin yarıdan çok oyuna sahip olunmuş demokratların ve sol kadroların asker ve polis eli yok edilmesi ezilmesi politikası güdülmüştür. Sonrasında Türkiye’yi Avrupa’nın iç pazarı haline getirmek için 5 nisan kararlarını Askerler eliyle Özal’ı kerhen destekleyerek birlikte İthal ikameci politikadan ihraç ikameci politikaya dönülmüştür. Dünya ile entegre olmak için elde ne varsa satarak yeniden kapitalistleşme politikasına gidildi. Ekonomi ivme kazandı dünyanın yeni montaj sanayisinde bayağı ileri adımlar atıldı. Sanayicimizde dünyaya açılarak devletin elindekileri tekelleri büyük kuruluşları: demirçelik fabrikalarını, tüpraşı, barajları ve köprüleri hemen her bir şeyi bir bir Avrupa ile beraber satın almaya başladılar.
Restorasyoncular yeni Osmanlıcılık hayaline biraz daha yaklaştılar. Artık ordu cumhuriyetçi demokrat değil iktidar ortağı aynı zamanda generalleri şirket yönetimlerine atanarak zenginleşme hayali kurmaya başladılar. Darbeler ordunun politik gücünü artırırken aynı zamanda iktidar ortağı gibi davranmaya iktidara dizayn etme politikacıları yönlendirmeye başladılar. Özal’ın ölümü ile Özal ideolojisi kadük siyasetçilere kaldı. Gerek sağdan gerek soldan yeni partiler iktidara ortak olmaya Anavatan ve sosyal demokrat partileri ideolojilerini parçalamaya liderler birbirlerini harcamaya başladılar yeni bir ekonomi politik yaratamadıklarından ekonomide hiçbir canlanma olmadı. Sonuç olarak en geniş sağ-sol ve koalisyonu ile ekonomi 2000 lerin krizine geldi. Artık cumhuriyet kadroları kendi kendilerini yemiş bitirmişler yeni bir ideoloji yaratamamışlar ve kadroları da küçük partilerde parçalamışlardı. Yardıma ordu çağrılmadı geniş bir koalisyon olduğu için bu sefer Amerika’ dan Türk ekonomisti Kemal derviş getirilerek ekonominin yeniden dizayn etme görevi verildi. Gerçekten bir parti gibi davranarak ekonomiyi düze çıkardı eksi dokuz büyümeden(küçülme) + artı büyümelere getirdi. Ama Solun ayakta duramayan lideri Ecevit’in bitik kadrosu Bahçeli’nin MHP si ve yine Anavatan partisinin Yılmaz’ı ve (Adalet partisinin devamı olan) doğru yol partisi Çilleri ile meclise giremeyerek tarih sahnesinden çekilirken ayakta kalan CHP kadrosu ve yine milli selametin gerek 12 eylül darbesinde hiç zayiat vermeyen yine Özal tarafından özel olarak desteklenen selamet kadrosuydu. Bu kadro krizi fırsata çevirerek kısa zamanda partileşen o zamanki İstanbul belediye başkanı olan Erdogan kadrosu 2001 krizinin ayakta ve diri kalan kadroları meclise sağın ezici çoğunluğu ile gerek Anavatan, gerek Doğruyol partisi kadrolarını içine alarak sağın en geniş iktidarını ak parti kendi içinde toplayarak restorasyon için sağ partiler dikensiz gül bahçesi yaratıldı.
Böylece restorasyonun son halkası milli selamet kadroları cumhuriyetin lider yaratamayan kendini yönetemeyen sürekli kriz yaratan kadroları ile krizdeki çöküşten sonra restorasyoncular iktidar yürüyüşünü tamamladılar. Gerisi artık cumhuriyetin kazanımlarına kendilerine mal etme kendi sarı değil yeşil kapitalistlerini kendi ordusunu ve kendi basınını ve kendi yasama gücünü yaratmak için sağın kullandığı tüm argümanlarını kullanarak ve aynı zamanda kendi projelerini de üreterek yaklaşık 20 yıldır cumhuriyetin özgür üretken demokrat Türk politikalarını hemen hepsinin yeniden üretilmesine engel oldular. sağa iktidar olma sola da ana muhalefet görevi ikincil iktidarı verme gayreti ile iktidarı paylaşmışlardır.
Bu dönemde iki lider solda Baykal (kaset şantajı ile)koltuğu Kılıçdaroğlu’na kerhen verme ve sağda Abdullah Gül yine koltuğu bir başka senaryolarla koltuğu kerhen Erdoğan’a verme. Ne sağın iktidarı nede solun iktidarı kendi makamını seçimle yada seçimsiz terk etmemektedir. Ak partide 3 dönem kuralı ile kadrolar yenilenirken solda 3 -5 seçim döneminden öte sanki iktidarmış gibi koltuk sevdası ile yeniden yenilen güreşçi güreşe doymazmış misali yenilen muhalefet liderleri seçimlere doymuyor dolayısıyla ne kadro anlayışı yenileniyor nede partinin çizgisi yeni bir ideoloji yeni bir görüş nede sağ kadrolar gibi yeni bir proje üretemiyor.
Özal’ın köprüyü yaptırırım sol partinin de yaptırmam inadı ile halk yeni projeler ile şimdide İstanbul Kanal yaptırırım yaptırmam proje savaşları sağın projelerinin tartışılmasına yol açmakta kendisi yeni bir proje sunmadığından solun da sağ projelerin sadece karşı politika üreterek kendisinin proje üretememesine dolayısıyla kendini yeniden üretemeyen sol sosyal demokrat kadrolar kendilerini olmayan projelerini yaşlandırarak iktidarsızlaştırmaktadırlar
Ne yapmalı
Sol kendi üzerindeki ölü toprağını atmalıdır. Artık komünizm korkusu ile sol politikalardan uzaklaşarak sağ politika üretimi solda durarak yapılmamaktadır. Sadece popülizm yapılırken kendi insanımıza küçük umutlar verirken geniş kitleler sağın kuyruğu haline gelmektedir. Sağın insanlarına sol bakış açısı ile onları içimize katabiliriz. Bu sağ iktidarlar gibi proje üreterek halka projelerimizi anlatarak yapılabilir. İstanbul projesi ile yol ve köprü projesi ile en sonda millet bahçesi pes paye projeleri ile bile kıl payı ile de olsa (her türlü hile hurda ile) çökmüş ekonomilerini yeniden canlandırabilmektedirler.
Dilimizi sağcıların dili gibi tek millet tek bayrak tek din söylemini gibi kendimize ortak proje dili yaratarak yapabiliriz. Bu dili İstanbul’da İyi kullanan İmamoğlu kendi söylemini kendi projelerini ortaya koyarak hiçbir zaman geri adım atmadan onca engele rağmen başkanlığı aldı. Sadece onların tekelinde kullandığı camii din tekelini kırarak kendi kişiliğinde yeni yenilenme ideolojisi yarattı.
Sosyal demokratlar kendi halkçı söylemlerini kendilerini yenileyerek yeni bir lider etrafında ideoloji kendini tarif eder ve ideolojisinin taşıyıcısı onun aynı zamanda kurucusudur. İdeoloji sanıldığı gibi soyut bir kavram değildir. İdeoloji liderde ve kişiliklerde canlanırsa kendini yeniden yenileyerek yaratır.
Önümüzdeki bu kapitalizmin salgın krizi: Amerika’daki post modern darbesi görüldüğü gibi iktidarı sağ kadrolar artık bu çöküşün arkasında kendilerinin hezimetini bildikleri için bırakmak istemiyor bu yüzden yandaşlarından desteğini mecliste bekliyorlar, artık sağ eski pervasızlığına kuralsızlığına yani kısacası faşizme geri dönme çabası içinde. Dünyadaki süreç sağ iktidarlar salgın ile elindeki birikimlerini tüm beceriksizliklerini kendilerinde gördüler. Bu sağın çöküşün önüne geçmek sağ iktidarda kalabilmek için Amerika bile kendi kendine darbe yapabiliyor. Eğer ki iyi bir lider iyi bir projemiz olmazsa bu süreci daha kanlı bir şekilde kendi memleketimizde iktidardakilerden beklemek hiç öngörüsüz bir şey olmayacaktır.
Sağın projelerini tartışmayı muhalefet partileri yapmaktadır yine sağın söylemlerine laf yetiştirmeyi de yapmaktadır bizim muhalefet partisinin en iyi yaptığı şeydir. Bizim yeni bir liderin kimliğinde( eski liderlerimiz( Atatürk- Ecevit gibi değil ) kendi çağının sorunlarına vakıf onu çözümler üreten sol söylemli politikalar ile sağ programsız ve pervasız diktatörlüğüne dur diyebiliriz. yoksa yine temcit pilavı gibi bizim bir fatihimiz bir asrın liderimiz solu toparlayan orta solcu halkçı liderimiz var diyerek onlara öykünerek hiçbir yere varamayız. Onlar ki tarihteki yerini aldılar onlar döneminde başarıyı yakalamış halkına yol göstermiş halkını mutlu etmiş insanlardır. Şimdiye onların ışığında(tarihi iyi okuyarak) yeni lider yaratmamız liderinde vizyonu ile bizi ileriye götürmesi gerekir.
kendinize iyi bakın yeni projelerde buluşmak umuduyla
İbrahim CAN
Kudos for writing about this subject. Do you plan to expand your ideas?