HAYAT UZUN BİR MARATON

HAYAT UZUN BİR MARATON *

Hava kararmaktadır. Maraton yarıŞı sonuçlanalı bir saati geçmiştir. Stadyum neredeyse boşalmıştır. Stadyumun temizlikçileri yavaş yavaş etrafı toparlamaya bile başlamıştır. Tam o sırada stadyumun giriş kapısından bir siyahî atlet gözükür. Atletin gözü bitirme ipini aramaktadır. Koşma ile yürüme arası bir sey, seke seke ilerlemektedir. Sonunda atlet bitirme ipini göğüsler. Böylece John Stephen Akhwari, Mexico’daki 1968 Olimpiyatları’nda tarihe geçer. Ama bu Tanzanyalı atletin tarihe geçmesine asıl neden, yarışı en son bitiren atlet olması değil, ipi göğüsledikten sonraki sözleri olmuştur.

Bu Tanzanyalı atlet yarış sırasında bir kaza geçirmiş ve yaralanmıştır. Tedavisi yapılmıştır, Ama bacağı hâlâ kanamaktadır. Stadyumda kalan bir küçük kalabalık bu atleti alkışlarlar. Bir kısmı takdirle alkışlamaktadır, bir kısmı da adamın yaralı bacağını görmediklerinden, belki de dalga geçerek alkışlamaktadır. Bu alkışlamada belki de, “Aksam-ı şerifler hayrolsun! Nerelerdeydiniz mirim?” türünden bir sorgulama bile vardır. Maraton koşusunu yazacak bir-iki gazeteci daha stadyumdan ayrılmamıştır.

“Neredeydiniz mirim?” sorusunu bu gazeteciler daha bir usturuplu sorarlar :

Yarısı kazanma sansınızı kaybetmiştiniz. Neden ille de yarısı bitirmek için bu kadar kendinizi zorladınız?

Bu soruya Tanzanyalı atlet çok şaşırır; ama sonunda cevabını verir :

Beni ülkem buraya yarışa başlayayım diye değil, yarısı bitireyim diye yolladı..

Bir yorum :
Yukarıdaki öyküyü sık sık hatırlarım. Özellikle kolay pes eden, görevini tamamlamadan bir isi bırakan, yarıştan kaçan insanları gördüğümde hatırlarım. Yaşam, is yaşamı da buna dahil, bir uzun maratondur. Bu uzun yolda çok sey gelebilir insanın başına. Ama asıl olan, bu yarışın uzun olduğunun farkına varmak ve yarışı bitirmektir. Belki yarışın, bir tek birincisi vardır. Ve her zaman birinci sırada bitirecek güçte olmayabiliriz. Ama asıl olan, yarıştan kaçmamak, çekilmemek ve sonuna kadar koşmaktır. Kişiler yeni işlerine, bir yeni projeye, bir eğitim programına, evliliğe çoğu kez bir büyük coşku ile başlarlar.

Tıpkı bir maraton yarısına baslar gibi. Ama bir bakarsınız, zoru görünce bazıları yarışın basında, bazısı ortasında, bazısı sonuna doğru havlu atarlar. Sanırlar ki, görevleri sadece başlamaktır. Bu bir dayanıksızlıktır, zayıf karakter göstergesidir.

Yaşamda hiçbir şey kolay değildir; bir çaba ister, enerji ister, özveri ister. Yasamda koşular uzun soluk gerektirir. Yarışlar, bitirmek içindir. Yaşamda maymun iştahlılara yer yoktur. Öğrenim hayatı için de bu böyledir, is hayatı için de, spor hayatı için de, evlilik için de. Her zaman, her yerde, hep bizim için birileri “Bu olmadı, al bakalım bunu dene” diye yeni yarıslar düzenlemezler.

Örneğin, olimpiyatlar dört yılda bir yapılır; yeni bir olimpiyat için dört yıl daha beklemeniz gerekir.

Yarısı yarı yolda bırakanlara dil kurslarında da çok rastlanır. İnsanlar çoğu kez düş görürler, sanırlar ki yabancı dil öğrenmek çok kolaydır. Büyük bir hevesle yazılırlar dil kursuna. Ama acı gerçeği gördüklerinde yeni bir dil kursu aramak üzere gittikleri kurstan ayrılırlar. Acı gerçek, yabancı dil öğrenmenin hap biçimi çıkmamıstır. Öğretmen ne denli iyi olursa olsun, dil öğrenme soluk isteyen uzun bir yoldur. Yabancı dilleri, bu maratonu bitirmeyi göze alanlar konuşur, yazar. Iş dünyasının başarılı kisileri de, maratoncu ruhu taşıyanlar arasından çıkar. Herkes zengin olmak ister, basarılı olmak ister. Ama, bunun diyeti ödenmeden zengin olunmaz.

Başarılı işadamları, bu uzun koşunun farkına varanlardır. Başarılı işadamları, yılmadan, usanmadan bu uzun koşuda terleyenlerdir. En ufak bir tökezlemede yarışı terk edenler, iyice yorulmayı göze alamayanlar işadamı olamazlar; sadece zengin iş adamlarının mallarından söz edip, çenelerini yorarlar. Bir maratoncu ruhu taşımayanlar uzun süre evli de kalamazlar. En ufak bir tatsızlıkta yarısı terk ederler. Halbuki evlilik uzun bir maratondur. Bunun bedelini ödeyemeyenler mutluluğu başka maceralarda ararlar. Sanırlar ki, bu yeni maratonda yol daha düzgün, mesafe daha kısadır. Bilmezler ki bu maratonda da bir başka bedel ödemeleri gerekir. Güçlü maratoncu olmanız dileğiyle…

Derleyen:İbrahim Can..
Biz

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

Muş ovasında karlı ilk bahar Lale ve murat Köprüsü manzarası

Muş (Ermenice: Մուշ, Kürtçe: Mûş), Muş ilinin merkezi olan ve ile ismini veren şehirdir. Ayrıca …

Bir yorum

  1. Küçük değişimler, büyük dönüşümlere yol açar. Eğer hayatında yeni bir sayfa açmak istiyorsan açılmış ne kadar sayfa varsa kapatacaksın. Bir sayfayı kapatmadan başka bir sayfa açmak mümkün değildir. Aslında hayat, tamda bitti dediğin zaman başlar. Eğer bitti diyorsan yolun başındasındır. Şimdi doğrulup ayağa kalkmak ve yürümenin tam zamanıdır.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!