Ashabı Kehf (Yedi uyurlar mağarası ) videosu

Ashab-ı Kehf (Yedi uyurlar) hikayesi nedir?

Ashab-ı Kehf (Yedi uyurlar) hikayesi nedir?: Yedi uyuyanlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf, inançları için yaşadıkları yerden ve toplumlarından vazgeçen bir grup kişinin hikayesidir. Ashab-ı Kehf hikayesi anlatılan tüm versiyonlarında, bir grup gencin inançlarının peşinden gitmelerini, yolculuklarında bir mağaraya sığınmalarını ve bu mağarada çok uzun seneler geçirerek ilahi bir güç tarafından korunmalarını anlatır. İşte, Ashab-ı Kehf hikayesi ile ilgili detaylar;

İslamdan önce Hristiyanlık dini ile ortaya çıkmış olan Ashab-ı Kehf hikayesi, zamanla Hristiyanlıkta önemini yitirmiş ve İslam dininde yer edinmiştir. Bunun en büyük kanıtı Kur’an-ı Kerim’de Ashab-ı Kehf kıssasının geçmesidir. Kur’an’da geçiyor olması bunun gerçekliğini de pekiştirmektedir ve dolayısıyla bu hikayeye inanılmaktadır. Ashab-ı Kehf hikayesinin geçtiğine inanılan 33 farklı mağara vardır. Bunların 4 tanesi de ülkemiz sınırları içindedir.

                        Ashab-ı Kehf hikayesinin içeriği;

                    Kur’an-ı Kerim’de anlatılan kıssaya bakıldığında, ilk defa Hristiyanlıkta bahsi geçen 7 uyurlar adıyla bilinen 7 kişinin varlığı ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Hikayenin detaylarının sadece Allah’ın bilebileceği şekilde geliştiği anlatılmaktadır. Bundan dolayı var olduğu iddia edilen bu 7 gencin mağarada kaç yıl uyku uyudukları da tam olarak belli değildir. Ancak rivayetlere bakılacak olursa, bu kişilerin mağarada 309 yıl uyudukları söylenmektedir.

                        Bu hikayede Ashab-ı Kehf olarak adlandırılan bu gençlerin, İslama inandıkları ve yaşadıkları toplumda putlara tapıldığı, bundan dolayı da inançlarını özgür bir şekilde yaşamak için uzak bir yerde hayatlarını yaşamaya karar vermeleri anlatılmaktadır. Bu amaçla çıktıkları yolda sığındıkları mağarada da Allah tarafından korundukları ve çok uzun yıllar boyu uyudukları söylenir. Bazı kültürlerde farklı söylemler ve anlatımlar olsa da, temelinde aynı hikaye ve durum anlatılır.

                         En fazla bilinen ve anlatılan hikayede, Ashab-ı Kehf Efsus adlı Afşin şehrinde hayat sürmektedirler. Bunlar 7 gençtirler ve altısı sarayda hükümdara hizmet etmekle görevlidirler. Bu gençlerin 3 tanesi hükümdarın sağında diğer 3 tanesi de solunda durmaktadır. Sağındaki gençlerin isimleri; Mislina, Mekselina ve Yemliha, solundaki gençlerin isimleri de; Şazenuş, Debemuş ve Memuş’tur. Sağda duran gençlere Ashab-ı Yemin, soldakilere de Ashab-ı Yesar adı verilmektedir.

                         Bu gençlerin yanında durduğu hükümdarın ise Roma İmparatoru Dokyanus olduğu ve putperest bir inanca sahip olduğu belirtilir. Hükümdarın putperest inancı haricinde inanışa sahip olanları öldürttüğü ve baskıladığı anlatılır. Bu gençlerin de İslam inancına sahip oldukları, kendi inançlarını yaşayabilmek için de toplumdan uzak bir mağarada yaşamaya karar verdikleri söylenmektedir.

                         6 genç kendi toplumlarını terk edip yola koyulduklarında, karşılarına bir çoban ve köpeği çıkar. Sohbet ederler ve çoban da onlara katılmak ister. Böylece grup 7 kişi ve 1 köpek olmuştur. Çobanın köpeğinin adının Kıtmir olduğu söylenir. Grup dağa yaklaştıklarında çobanın daha evvelden bildiği ve güvenli gördüğü bir mağarada teker teker dua etmeye başlarlar. Her biri Allah’tan merhamet isterler. Ashab-ı Kehf’in ettikleri duaların Kur’anda Kehf suresinin 13. ayetinde bulunduğu belirtilmektedir. Bir inanışa göre ashab-ı kehf hep birlikte şöyle dua eder “Allah’ım bize tek bir Allah’ın varlığına inanan bir yönetici ve toplum göster” ve o toplumda yaşayalım diye dua ederler.

                        Hükümdarın hizmetlisi olduklarından, bu gençlerin bulunması için harekete geçildiği ve saklandıkları mağaranın bulunduğu söylenir. Roma İmparatoru, onlara olan kızgınlığından dolayı içeriden çıkamamaları için mağaranın girişine taşlarla duvar ördürmüştür. İmparatorun bu düşüncesinin aksine gençler mağarada ölmemiş, onlarca yıl Allah’ın koruması altında en yaygın ifadeyle 300 yıl uyuyarak yaşamışlardır.

                       Ashab-ı Kehf’in ( yedi uyurlar) uykularından uyandıktan sonra ne kadar zaman geçtiği hakkında en ufak bir fikirleri bulunmamaktaydı, onlar sadece 1 gece uyuduklarını düşünüyorlardı, dolayısıyle onlar açısından sıradışı bir olay yaşanmamıştı, böylece ashab-ı kehf yiyecek bir şeyler alması için Yemliha’nın şehre giderek yiyecek bir şeyler alması ve geri dönmesini kararlaştırırlar.

                       Şehre inen Yemliha’nın şehri tanıyamadığı, bambaşka bir yer gibi olduğu hatta kıyafetlerinin garip gelmesi üzerinde dönemin insanları yemliha’ya garip garip bakmışlardır, yemlihanın cebinde uyudukları döneme ait olan altın bir para bulunmaktaydı, bu para ile fırından ekmek almak ister, ancak para çok değerli ve çok eski olduğu için şüphe uyandırır, fırıncının şikayeti üzerine sarayın askerleri de yemliha’yı dönemin hükümdarının karşısına çıkarır.

                       Ancak yedi uyurların Bu hükümdarın kendisi ile aynı inanışa sahip olması ve onlara inanması sayesinde dönemin kralı ile birlikte mağaraya dönmüşlerdir, tek bir Allah’ın varlığına inanan bir kral ve toplum gördükten sonra 7 uyurlar, tekrar uykuya dalmış ve bir daha uyanmamışlardır.

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

Muş ovasında karlı ilk bahar Lale ve murat Köprüsü manzarası

Muş (Ermenice: Մուշ, Kürtçe: Mûş), Muş ilinin merkezi olan ve ile ismini veren şehirdir. Ayrıca …

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!