Muş ovasında karlı ilk bahar Lale ve murat Köprüsü manzarası

Muş (Ermenice: Մուշ, Kürtçe: Mûş), Muş ilinin merkezi olan ve ile ismini veren şehirdir. Ayrıca Muş ilinin merkez ilçesidir.

Muş şehri, Muş ilinin batısında yer almaktadır. Çavuş Dağı’nın kuzeydoğu eteklerinde kurulmuş olan kentin tarihsel çekirdeği kalenin çevresidir. İstasyonun yer aldığı Muş Ovası’na doğru sekiler halinde gelişen kentin eski ve yeni kısımları arasında 200 metre yükseklik farkı vardır.

Muş Ovası’nın kenarında kurulan bu Doğu Anadolu Bölgesi şehri, lalesi ve üzümü ile tanınır. Kent ve daha çok il Selçuklu dönemi eserleri; Malazgirt Savaşı ve Alparslan ile özdeşleşmiştir.

Muş şehri, 1929 yılında Bitlis vilayetinden ayrılarak müstakil bir il olarak, il merkezi konumu haline gelmiştir. 2008 yılı itibarıyla merkez nüfusu 70 bin dolaylarındadır. Coğrafi açıdan, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van Bölümü içerisinde yer alır. Muş ili ve şehri ayrıca Doğu Anadolu Bölgesi Kalkınma Projesi içinde yer almaktadır[2].

Muş Merkez ilçesi, kuzeyden Varto; doğudan Bulanık, Hasköy ve Korkut ile komşudur. Malazgirt ilçesi ile sınırı yoktur. Solhan, Kulp ve Hınıs ile de sınırdaştır.
Etimoloji
Muş isminin nereden geldiğine yönelik farklı tezler vardır. Ancak bunlardan en çok kabul göreni, Muşkilerden geldiğine yönelik olanıdır. Muşki kavmi, Muş güneyi dağlarında barınmışlar ve kuvvetli bir ihtimalle de bugün Kızıl Ziyaret tepesinde bulunan kaleyi de onlar yapmışlardır. Bu kale daha sonra I. Süleyman tarafından yıkılmıştır. Muş çevresinde bulunan birçok tarihi eserde Muşkilerin alameti olduğu söylenen yonca kabartmasına rastlamak mümkündür.
Tarihçe
Kasaba olduğu dönemden Muş’un genel görünümü (1923)
Asur kaynaklarına göre Muş yöresi MÖ 13. yüzyılda Urartulara bağlı Nairi ülkesinin sınırları içerisindeydi. Daha sonraki kaynaklarda Taron adıyla geçen yöre sırasıyla İskit, Med, Pers, Makedon, Selevkos, Roma, Part, Arsakes ve Bizans yönetiminde kaldı. Birkaç kez Romalılar ile Partlar ve Bizanslılar ile Sasaniler arasında el değiştirdi. Daha sonra Emevilerin ve Abbasilerin egemenliğine girdi. Daha sonra göçebe Türkmen topluluklar yöreye yerleşmeye başladı. Türkmenler geldiğinde yörede Ermeniler vardı.

Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra Selçuklu toprağı haline gelen Muş kenti, Sökmenoğulları (Ahlatşahlar) daha sonra da Eyyubiler egemenliğine girdi. Şehir 13. yüzyılda Anadolu Selçukluları tarafından imar edildi. Kısa süre sonra Moğollar (İlhanlılar) tarafından yağmalanan şehir daha sonra da Timurlularca yağmalandı. Karakoyunlu ve Akkoyunlu egemenliğinin ardından kısa süre Safevilere bağlanan kent, Safevilerin karşısında yer alan Şerefhanların etkisiyle 1514’te Osmanlı egemenliğine girdi. 19. yüzyıl sonlarında Bitlis vilayetine bağlandı. Osmanlı döneminde nüfusun nispi çoğunluğunu Ermeniler oluşturuyordu.

1916-1917 yılında Rusların ve Ermenilerin nüfuz bölgesi olan şehir, Ermeni tehcirine sahne oldu. Kurtuluş Savaşı sırasında 1920 yılında yörede Hallo Ayaklanması yaşandı. Bu olaylardan sonra 1924 yılında şehir, il merkezi yapıldı. Daha sonra Şeyh Said Ayaklanması yaşanan yörede, kısa süreliğine tekrar Bitlis’e bağlanan şehir, 1929’da tekrar il merkezi oldu.[3]

Daha önceleri Muş il merkezine bağlı bir köy olan Yeşilce, 2010 yılı sonunda mahalleye dönüştü
alıntı   https://tr.wikipedia.org

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

Muş Murat nehrine kurtikden Kar yansımaları

Murat Nehri (Murat Suyu veya Murat Irmağı), Doğu Anadolu Bölgesi’nde Fırat ırmağının iki kolundan uzun olanı. Uzunluğu 722 km’dir. Van Gölü’nün kuzeyinde, Ağrı (Karaköse) …

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!