Muş beyaz Sarıkamış kara beyaz
BEYAZ ÇİLE ( ÇİLLE)
Burası Muştur bağları yokuş
ovası düz, tepeler uzak
ah sen bana çok uzak
Gün geldi kış geldi çattı
zemheri derdik biz bu aya
Burda Çille derlermiş kara kışa,
kar başladı derken her yer bembeyaz
pamuk tarlasına döndü bu kış bahar
Kar resimler çektik minişimle
ilk defa karı aldı eline
bizimle kar topu oynadı en sevimli haliyle
Çile ayı başladı Adananın 51 ateşinde sonra
Eksileri 20 leri görecez dediler
eksi 31 soguk aklıma hiç gelmemişti
Arabalar tekledi yollara düştük
Corona virüs kapladı her yanı
dediler beyaz mikrobu öldürür .
aylar oldu ev halkı hapis
biz karı yara yara gittik yollarda
Beyaz ne gökte bulut
ne yerde pamuk tarlası
beyaz her yerde
bulutlar yere dökülmüş
yerler kar beyazdı
Tüm renkler kayboldu
kar kendi ile baş başa kaldı
tüm canlar kuytulara saklandı
beyazdan kaçtılar
Bir sıcak yakar bir güneş
bir soğuk yakar en son kar yakar
Tüm sıcaklar uzaktan yakar
beyaz kar dokununca yakar
Ülkem beyaza boyandı
az beyazı olanlar sevinçli
çok beyaz olanlar kaçtı
beyazdan yuvalarına
yüz yıl önceydi
Sarıkamış’ta beyazlamıştı her yanı
yorgun ve bitkin ülkem insanı
kaybolan yıllarını
kaybolan topraklarını
kurtarma derdindeydi
heyhat önderleri
hasta Osmanlıyı
diriltme derdinde
Allahü ekber dağlarında
saldılar Rusların üstüne
kar beyaz yollar beyaz
ilerledi günlerce
yol almışlardı kar soğudu
tipi oldu boran oldu yağdı
yiğitler döküldü yollara
geri dönüş yolu kapalı
önlerinde karlı dağları aşmalı
önderleri hasta adamın çocukları
göremiyordu önlerini
ilerliyordu koca ordu
beyaz üstüne
geri dönüş yolları kapalı
yollar beyaz canavarla kaplı
aşamadılar dağları
Allah’a çok yakındılar
Önlerindekiler ilerledikçe
dünyadan bi haber ilerlediler
Beyaz ruslara değil
beyaz canavara karşı.
Hiç mi hesap kitap bilmezdi
allahın en yüksek dağına
Koca orduyu
koca ülkeyi sürmek
akıl işimiydi
yaktılar bizi ey halkım
hemde beyaz kar ile
deste deste yiğitler
savaşmadan düştü kar üstüne
paltoları ile
hangi akla ziyan
kıydılar size
hangi akıl sürükledi
sarıkamışda 90 binleri
kar beyaz tüm renkler
tüm kirleri kapatır
kimsesizlerin ve yuvasızların üstünü
ölümün diger adıdır beyaz
beyaz en temiz renk değildir
ilk kirlenen ve ölümün rengidir
siyah yoktur karanlık dışında
ama beyaz
daha çok kirlendi dünyamızda
Bizde çille yi yaşadık
3 bin rakımda değilse de
bin beş yüz rakımda
üç ayımızı sardı beyaz
birde bir virüs girdi araya
hep çalış sonra eve kapat kendini
vurdum dağlara kendimi
yolları kepçeler yara yara geçmiş
biz kar tepelerinin altından
beyaz yollardan geçtik
Dağların zov estiği
zoveserin eteklerin
kar kütüklerin arasında
beyaz parıldayan güzelliğini
güneşe inat
gümüş gibi parlıyor beyaz
bense kar kürtüklerinin arasında
bata çıka ilerliyorum
tepeler karı süpürmüş
çukurlara yüklemiş kendini
uzaktan o kadar güzel
o kadar beyaz ki imreniyor insan
yakınken o kadar soğuk
o kadar yakıcı
o kadar yol kesici
hele bir de tipi başlamışsa
karla karışık titriyor ayaklar
karda tepinmek bu olsa gerek
hareketsizlik 90 bin ölüm demek
benimde karda bıyıklarım buz tuttu
düşünüyorum da karda
cepheye yürüyen yiğitlerimizi
bıyıkları saçları ayakları
ve en son yürüyemeyen ayakları
buz tuttu teker teker
yollara dökülmüş bedenleri
allaha yakın bilime o kadar uzak
direniyor milletim el ayak tırnak
soğuk öldürüyor bedenleri yakarak
bize ey iyi bakın bizim gibi olmayın
diyerek yatıyor yiğitler
sizin için yattık karın üstüne
gelin seyreyleyin bizleri ders çıkarırsınız belki
sarıkamış dağlarında
düşman askerleri filme almışlar
yiğitlerimizin kara bedenlerini
ne komutan belli ne eri belli
sıra sıra dizilmiş yol kıyısına
kara düşen bedenler
Yol ver dağlar
yol ver ovalar
dereler tepeler
aç ufkumuzu bedenimizi
zihnimizi beyaz ve kara örtülerden
ibrahim spnclr