Suç olgusu üzerine deneme

                     İnsanın doğal yapısı kurallara kaidelere sığmayan yapısı her çağda ve her toplumda sorun olmuştur. Nasıl bir horoz dövüşmeden durmadığı gibi kurt avını parçalamadan yemediği gibi insanda kendi koyduğu kuralı ilk kendi yıkan bir varlık olarak kabına sığmamıştır. İnsan beyni gelişmeye devam ettikçe yeni ihtiyaçlar ve yine yaratılar ve ardından yeni sorunlarını aşmaya çalışırken işlediği suçlar

                    Her toplum kendi üretim yapısı ile kendi kısıtlılıklarını ve kendi sınırlarını çizer. Ve insan geniş belleği ve aklı ile bu sınırları zorlamaya ve kırmaya çalışır. Kimisi sınırları aşmanın cezasının kimileri toplumun koyduğu normları yerine daha kolay daha hızlı zenginliği elde etmenin yöntemi olarak çalmayı ortaya koyar. Bir de bunların yanında toplumun bireye uyguladığı şiddet vardır. Nasıl birey bireye şiddet uygular onu tahrif ederek cezalandırır ama toplumda bu böyle değildir. Toplum kendi kuralları özellikle dayanaklarını teşkil eden kaidelerinin bozulmaması için ağır şiddet uygular. Hatta bireyleri tahrif edip onu öldürebilir. Bunu belli bir güce dayandırdığından dolayı kendince haklı sebepleri üretir yada suçu (şiddeti) bir ceza olarak bireye yöneltir. Padişahın kafa koparması yada kralın maiyetindekileri öldürmesi hep bir diyet olarak algılanır. Oysa bireyin bireyle mücadelesinde de mağdur olan taraf suça aynı oranda katılmış olabilir. Öldüren kişi onu bir diyet olarak yapmaktadır

                Suçlu bu yüzden güçlü olduğu sürece suçlu değil haklı olan taraf olur. Karşı taraf ne kadar masum olursa olsun güçlü olduğu sürece ölen taraf suçludur. Öldüren suçsuzdur. Devlet adına yada padişah adına öldürdüğü sürece masumiyet aranmaz.

                Suç bu yüzden kişiler arasında oluşan çelişkilerin çözümünü meşruiyet dışı yöntemlerle yapılmasından ve illegal bir duruma düşmesinden kaynaklanır. Her toplum ve topluluk var olanı koruma ve kollamak için hem bireylerin meşruiyet dışı davranmasını engellemeye çalışır. Bu engellerken suçu oluşturan suçu cezalandırmak için şiddet eylemini kendisi uygular. Bu şiddetin haklılığını topluma kabul ettirdiği sürece yaptıkları bir suç değil bir diyet cezasıdır. Haklılığı ortadan kalktığında kendini savunamaz duruma geldiğinden toplumda bir şeyler değişmiş toplum var olanı korumada aciz kalmış demektir. Ya toplum içindeki yeni güçler ortaya çıkar yeni şiddetin çeşidini yaratır yada eski şiddetini kendini korumak için devam ettirir. Bu koruma ne kadar fazla artarsa koruma ve kollama öğelerin şiddetin kaynağını ve kimler için şiddet uygulandığını ve şiddetin nedenlerini ortaya serer. Geniş kitleleri korumak adına değil belli bir grubu yada topluluğu korumak adına yapıldığı belli olur.

                Demek ki toplumlar şiddeti korumak (herkesi) ve kollama (tüm toplumu) adına ortaya çıkar. Şiddetin kendi ifşa olduğunda kimlerin korunduğu herkes tarafından görülür. Ve bu kaçınılmaz sona doğru gider. Kendini inkara götürür. Hitlerin intiharı gibi o topluluk da kendi intihar biçimini yaratır.

                Şiddet iki yönlüdür. Bir taraftan ortaya çıktığında karşı şiddet ortaya çıkar. Bu niceliksel bir olgu olduğundan biri diğerinden büyük olmak zorundadır. Eşit güçler hiçbir zaman yan yana olamaz. Biri yükselirken diğeri düşer. Çünkü gücün belli bir niceliksel sınırı vardır.

                Toplum içindeki yeni oluşumlar yeni uyum sorunlarını da beraberinde getirir. İnsan sorunları aşarken kolaycılığa hiddete akıl ile değil şiddet ile çözüm yolları bulmaya çalışır. Bu da toplumun gelişim dinamiğine ve evrimine ters yasalardır. Kolaylıkla kazanmak mümkün değildir. Her şeyin bir üretim maliyeti vardır. Belli bir zamana sermayeye ve işgücüne ihtiyaç duyar.

                Oysa kolaycılık (hırsızlamak, çalmak gasp etmek, elinden kaçırmak çarpmak kandırmak)bunlar üretim dışı ve toplum dışıdır. Yaşama gereklerini ortaya sermeden sahip olmayı ister.

                Hiddet ile çözüm yollar kişinin yada toplumun duyguları ile çözüm yolu bulmaları bağırarak korkutarak ona sahip olmak. Bu da bir çeşit kolaycılıktır. Elde etmeyi sindirerek başarma hissinden başka bir şey değildir. Burada da akıl yoktur.

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

tiwitter yazılarım15

Milliyetçi ümmetçi ile milliyetçiler karşı karşıya. Pragmatist yaklaşımla mafyalaşan milliyetçi parti ümmetçi, anti milliyetçi söylemi …

Bir yorum

  1. Çok güzel bir tespit ”Suçluyu idam etmek veya kısas uygulayıp öldürmekle suçu değil suçluyu ortadan kaldırmış olursunuz ama suç o toplumda varlığını sürdürmeye devam eder.” Suçu cemiyet yaratır fert uygular bu yüzden olumlu yönde değişim toplumda yayılmalı ki fert düzeyinde sonuç alınabilsin

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.