Ölüm cezası
Suça karşılık verilen cezaların içinde bir de ölüm cezası vardır. Aslında ceza suçu neden olan şeye yada kimseye diyet ödetmekten karşılık olmak yada aynısını ona uygulayarak vicdan ve toplumsal vicdanı rahatlatmaya çalışır. Kısasa kısas o toplumda işlenen suçun yanında toplumun izin verdiği suçu yeniden işletmektir. Bu vicdanı rahatlatmaya yaramasına rağmen ikinci bir suçlu üreterek toplumda düşmanlığı çoğaltmaktadır. Suçlu cezalanmamakta aynı suç işlenerek ikinci bir suç işlenmekte sadece kişi değil kamu suçu işleyerek büyük kişi olarak suç suçla azaltmaya ne suç işlenirse aynı şekilde karşılık verilerek toplumdaki benlerin üzerinde psikolojik baskı kurulmaya böylece toplum da alt benlerin baskılanmasını sağlamaya çalışılmaktadır.
Bu toplum üzerinde etkili olmakla birlikte suçlunun oluşumunu engellememekte sadece belleklerde silinmesi ile tekrar aynı suçlar işlenmeye devam eder ve tarihin tekerrür ettiğini iddia eder. Değişime ayak direyen toplumlar tarihi tekerrür ettirirler ama içerden değişmeyen toplumlar dışsal daha güçlü müdahalelerle çağlarının gerisine düşenler eski yerini başkasının zafer kazandırarak yenilgiyle kaybeder.
Suç ve suçlular uzak mesafelerde alt kültür içinde suç kendisine yer edinmektedir. (Çingenelerin idamlarda kullanılması) ve insanların ölü olarak parçalanmış olarak bulunması suçtan kaçmayı gizli yapılar için ola gelir. Aynı zamanda alt kültürler içinde hırsızlığın meşru görülmesi bazı Çingene grupların hırsızlıkla geçinmeleri gibi). Ölüm cezası ikinci bir suçlu üreterek toplumda düşmanlığı çoğaltmaktadır. Ölüm cezasını uygulayan devlete yada topluma gizli isyan zaman içinde tezahür eder. (dağlara çıkan çeteler gibi) Ölüm cezasını kıssasını uygulayan kim olursa olsun suçluyu ve suçu azaltmadığı gibi daha da çoğaltan etki yapar.
Bunun yanında para cezası zorla çalıştırma suçluya eziyet etme işkence yapma kişiliğe karşı hakaretler. Bunların hepsi birer başka bir cezadır. En son geliştirilen ceza bunların göreli yapısı içinde o kişiyi toplumdan yalıtarak özgürlüklerini kısıtlamak. Oysa ölüm ne kısıtlamadır nede cezayı ödetme nede bir diyettir. Nede suça neden olan argümanları ortadan kaldıran bir durumdur. Kıyas dan benzetmeden doğan cezalandırma dolayısıyla ölüme ölümle cevap vermedir. Bir suç işlenmiş ölüm olmuştur o suçu temizlemek karşılık almak için ikinci bir suç daha işlenir bu devlet yada büyük güç tarafından hakimiyet kurmak amacı ile yapılır. Hakimiyetini pekiştirmek için bireysel kan davalarını (aileler ve aşiretler arasındaki kan davaları ) yerine ikame edilen devlet tarafından gerçekleştirilen bir çeşit öç alma ama aynı zamanda kan davasını da noktalamaktır. Sadece suçu değil suçluyu ortadan kaldırır ama ikinci suçu işleyen bir suçlu ortada kalır. Bunun sebebi de kıyas yoluyla ceza veren öldürerek hakim olmak isteyen güçlerin ceza yöntemlerinden biridir. Suçluyu ortadan kaldırır ama ne suçu nede suçu meydana getiren şeyleri ortadan kaldırır. Zaten suçu ortadan kaldırmak değildir amaç suçluyu ortadan kaldırarak toplumun gözünü korkutmak sürecin aynen devam etmesini sağlamaktır. Suçluyu ortadan kaldırırken suçu ortadan kaldırmaz. Asıl ortadan kalkması gereken suçun somutlaştığı nesnedir. Oysa suçlu: arızalı kabul edilir. Aynı makinenin arızalı parçasını imha edilmesi gibi suçlu imha edilir. Bu bir ceza değildir. Sadece suçu değil suçluyu yok ederek suçu azaltabileceğini bunun önüne geçebileceğine olan toplumsal öç alma inancıdır. Bu da eski toplumlardaki aileleri aşiretleri ve milletleri yok ederek kendine sorun olan toplumun sorunlarını yok ettiğini sanan toplumsal aklın yanılsamalarıdır. Yok edilen toplumun da yaşama hakkı ve kendi yaşam alanı vardır. Toplumu yok ederek toplumsal sorunu yok edebilirsin (oysa toplumlar yok olmaz başka toplumlar içine kendini yeniden var eder) ama kişiyi yok ederek suçu ortadan kaldıramazsın.
Suçu toplum yaratır kişiler uygular. Suçluyu üreten toplumlar var olduğu sürece suç her zaman ortadadır. Sadece suçu üslenen üstüne vazife alan kişi değişir buda topluluklar içinde kişiler suçun içine itilir yada deyim ve edimlerle suçun içine bırakılır Kişinin kişiliği suça yatkın olduğunda bu suç kolayca işlenir. Suç üreten mekanizmalar var olduğu toplumdan ortadan kaldırmadığı sürece suç ve suçlu yeniden ve yeniden ; o toplum tarafından yeniden üretilecektir. Bu suça bulaşmak aç bir insanın “ekmek çalmak” zorunda kalması kadar doğaldır. Ama buda cezalandırılır Sonuç ekmek çalmayı azaltmak için onu cezalandırılarak değil daha çok ekmek üreterek önüne geçilebilir. Ekmek çalanı asmak suçu değil suçluyu yok ederek bir süre suç işlemeyi geriletmesinden başka bir şeye yaramaz. Suçluyu değil suçu cezalandırmak gerekir.
SosyalSanat Değişmeyen tek şey değişimdir

Çok güzel bir tespit ”Suçluyu idam etmek veya kısas uygulayıp öldürmekle suçu değil suçluyu ortadan kaldırmış olursunuz ama suç o toplumda varlığını sürdürmeye devam eder.” Suçu cemiyet yaratır fert uygular bu yüzden olumlu yönde değişim toplumda yayılmalı ki fert düzeyinde sonuç alınabilsin