Suç olgusu üzerine deneme

da yanı başında bekleyen diğer hayvanlar aralarında paylaşırlar. Paylaşım sorunu karnın doyasıya kadar yenmesi ile her şey ortada kalır. Paylaşım sorunu sadece sıra sorunudur. Sırası gelen hayvan kalan paydan hissesini alır karnı doyan çekip gider. Hayvanın bir başka canlıyı parçalaması öldürmesi sadece karnını doyurmak için yapılan bir çaba doğada suç değildir. Suç toplumların toplulukların ortaya çıkması ile ortam ve zemin bulmuş fiildir. Toplumların ihtiyaçlarına duygularına düşüncelerine doğrusal bir uzantıda olduğu sürece suç kabul edilmemiştir. Her toplum kendi doğrularını belirlerken kendi çıkarlarına aykırı eylem edimleri suç kabul edilmiştir. Adam öldürmek kabileler arasında yapıldığında suç değildir. Ama kabile içinde yapıldığında suçtur. Yada kimsesi olmayan birini öldürmek hafif bir suç iken topluluk reisini öldürmek büyük suçtur. Suç toplumun kendi koyduğu kurallara uyulmamasın bu suçu işleyen toplumsal statüsü de suçluyu belirleyen şeydir. (aynı 4. Murat ın kendi şarabı içerken içki yasağını (suçu) ortadan kaldırması gibi trafik polisinin trafik ihlali yaptığında suç olmaması, milletvekilinin suçu işleme hakkı, dokunulmama hakkı) iktidardakiler kendi suçlarına affedebilirken alt katmanlardakilerin suçu hemen yakalandığı zaman infaz edilir.

                Her toplum kendi kural ve kaidelerini koyar. Kurallar bozulabilse de kaidelerin genel geçer olmamasına dikkat edilir. Kaide suçu dolayısıyla cezayı da gerektiren bir durum olarak toplumlara yerleşmeye başlar. Kuralların bozulması bir kabahat olarak görülürken kaidelerin bozulması o topluluğun mihenk taşlarının yıkılması anlamına gelir. İnsan toplu olarak yaşamaya başladıktan sonra o toplumun dayandığı kaideler (kesin kuralları) vardır. Bu o toplumu bir arada yaşamaya mecbur eden faydaların yanında kişinin bir hayvanın serbestliğine benzer bir serbestliği de elinden bırakmak zorunda olduğu sınırlamaları ve yaptırımları vardır. İnsan faydalarının yanında yaptırımları ne kadar ağır olursu olsun toplumdan ayrılamadığından tek başına yaşamanın doğada bir avantaj değil bir dezavantaj olduğunu gördüğünden en akıllısından en delisine kadar tek başına yaşamayı göze alamamıştır. Göze alan olsa da ferdi bir eylem olduğundan ne kurumsallık nede bir yapı oluşturabilmiştir. Tek başına avlanmak insanca yapı olmadığından deli insan bile toplumdan uzaklaşmadan hayatını sürdürür.

                İnsan birlikte yaşaması bir tarih oluştururken aynı zamanda insan hafızası genleşmeye ve gelişmeye de açılmıştır. Oysa tek başına yaşamanın zengin bir tarihe sahip olması zordur. Sadece doğayla savaşında var olan tetkiklerle biçimlenir. Oysa insan insanla yaşaması başka insanla yapılarının ve örneklerini çoğaltırken insan beyninin gelişkin hafızası öğrenilenleri tutma onu yeniden üretme ve bir başkasının da aynı şekilde hafızası ile görerek öğrenme (yaşayarak tecrübeyle değil) insandaki hızlı gelişimi sağlamıştır.

dövüşcü

                İnsanı etkileyen onu biçimlendiren doğal çevresinin yanında o toplumun etkileyen ve etkilenen bir bütünü içindeki yaşadığı çelişkiler ve insanların izlenimlerinden oluşan deneyimi ve bu deneyimi yaşamanın diğer safhalarından da kullanmasıdır. İnsan yaşadığı yerin tezahürüdür.   Bu yüzden kişi nerede yetişmişse o oranın bir ürünüdür. O birimin olumlulukları ve olumsuzluklarını içinde barındırır. Sadece o kişinin çevreye rağmen ayıklayıp seçtiği benini yeniden biçimlendirme çabası da o kişinin çelişkilerini olumluluklarını ve olumsuzluklarını ortaya serer.

                Kaidelerin bozulması toplumun bir çeşit zarar görmesine neden olur. Toplum bu zarardan kurtulabilmesi gerekir. Bu zarar ödenmeyecek bir zarar ise onun diyeti(karşılığı) istenmiştir. Yada zarar ödenebiliyorsa zararı ödeme zorunluluğu getirilmiştir. Savaşta kaybeden tarafın karşılık verme zararı ödeme zorunluluğunun getirilmesi gibi. Yoksa kaybedenin yaşama hakkı elinden alınacaktır.

                Toplumlar kuralları bozmayı toplumun dışına atma onu ayıplama kötü görme hor görme küçümseme adam yerine koymama gibi hafif ahlaki yaptırımlara başvurulurken kaidelerin bozulması

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

tiwitter yazılarım15

Milliyetçi ümmetçi ile milliyetçiler karşı karşıya. Pragmatist yaklaşımla mafyalaşan milliyetçi parti ümmetçi, anti milliyetçi söylemi …

Bir yorum

  1. Çok güzel bir tespit ”Suçluyu idam etmek veya kısas uygulayıp öldürmekle suçu değil suçluyu ortadan kaldırmış olursunuz ama suç o toplumda varlığını sürdürmeye devam eder.” Suçu cemiyet yaratır fert uygular bu yüzden olumlu yönde değişim toplumda yayılmalı ki fert düzeyinde sonuç alınabilsin

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.