İçerde kapitalistlerin iç dinamiklerle değil hükümetler eli ile yetiştiğinden dolayı kapitalistlerde hükümetin isteklerinden dışarı çıkmadı. Tüsiat hangi hükümet geldi ise onun borazanlığını yaparken kendi kapitalist rekabetçi bir yapıyı hiçbir zaman kuramadı. Sermayesi hükümetlerin açtığı krediler olduğundan dünya piyasasına tek başına çıkamadı. Halkın uyanışı aynı zamanda doğudaki karanlık odakların eskiye dönme halifeliğe tarikatlara Osmanlıya geri dönüş hayalleri Abdülhamit hayranlığı hemen hepsi halkın içinde iç savaşı körükledi. Sol ve demokrat kadrolara halk desteği olarak doğuda sadece alenilerin destek vermesi alevi düşmanlığını daha da körükledi. Ve burada Maraş -Çorum – Sivas…. ve diğer katliamlar hemen hepsi yerel iktidarlar tarafından desteklenen (belediyeler ve esnaf eşrafı desteklenen ama kurumlar tarafından da seyredilen) karanlık dini tarikatlar yöresel tarikatlar tarafından eski alevi düşmanlığı körüklenerek yapılmıştır. Cumhuriyet kendi kadrolarını ve cumhuriyet kendi kapitalistlerini yaratamamıştır. Kapitalistler restorasyon kadrolarının icazeti ile büyümüş ama hiçbir zaman kendini dünyaya entegre edecek kadar gelişmelerini sağlayamamışlardır.
2000 yıllar cumhuriyet kadrolarının gerçek İslamcılara ellerindeki ülkeyi batırarak restorasyonculara kendi elleri ile teslim etmişlerdir. Özal ın dünyaya açılma cumhuriyetin devlet ile kurduğu fabrikaları satışını cumhuriyet içinde yetişen tüsiad kapitalistleri artık yeni müsiad yeşil sermayesine geçişle birlikte elde kalan tüm fabrikaların satışını dünya -arap sermayesine satışını tamamlayarak yeşil sermayeyi dünyaya entegre etme çabaları ile birlikte 5 li büyük şirket sermayesiyle ülke ekonomisi esir alınmış aynı zaman varlık fonu ile de tüm gelirler tek elden aktarma operasyonu ile yeni ekonomi ye geçilmiş ama sonuç olarak üretim yapısının eksik olması cumhuriyet kalkınma dinamiğinin sonuna gelinmiş ülke sermayesi tükenmiştir. Büyüme ve dünyada büyüme hevesi ülke ekonomisinin dibininm görünmesine ekonominin virüs ve avrupa kayasına toslamasıyla sonuçlanmıştır. Tüm bu süreçlerde ülkenin içinde yetişen kadroların kendilerini yenileyememeleri ve cumhuriyetin yeni bir lider çıkaramaması sonucunda hep sağ kadroların en vasatlarının bile kendi söylemleri uzun süre ayakta kalabildiğini 90-2000 yıllarda görülmüştür. Sol kadrolar sağın kuyrukçuluğunu bırakıp gerçek öncü kadroyu seçerken sağ gibi başarısız olsada bizim liderimiz yola devam demekten kurtulamadığı sürece, başarısız olan liderin yerine yeni bir lider seçilme ; hep aynı kadrolar ile bir başka kıyımda bir başka maraş katliamlarından kurtulamayız. Başarısız olanı desteklemek aynı kaderi tekrar tekrar yaşamaktır. ibrahim (Sa)
İbrahim GÖZEL