Kimsesiz çocuklarımız
ölüyoruz yavaş, yavaş ölüyoruz
iğnelerle kendimizi öldürüyoruz
öyle ki içmesem, iğne vurmasam
dayanamıyorum
kollarım delik deşik
ekmek aş istemem
bir fırt çeksem
bulutlar üstündeyim
vücutlar paramparça
yerlerde yuvarlanıyor
incecik bedenler
yerlerde kıvranıyor
Çocuklar yavaş yavaş ölüyor
kuytuluklarda yuvarlanıyor
bir insan gibi değil
bir hayvan gibi yaşıyor
kuru kartonlar üstünde
barakalarda yaşıyorlar
herhalde bunlar insan değil
hayvan olsa dernekleri olurdu
insan olsa dergileri olurdu
bunlar anasız babasız
kimsesiz çocuklar
sentetik zehirle sürünerek
yavaş yavaş ölüyor
aldırış eden yok
hükümetler ne çare
para babaları geçsin kar ‘a
ezilsin gençler
fakir çocukları bir bit gibi
her gün zehirlensinler
ocaklar sönsün
insanlar öldürülsün her gün
yaşam savaşı deyip geçersin.
savaşlarla cana kıymak değil
asıl olan savaştan uzak,
insanı yaşatmak
savaş her bir şeyi yok eder
kimi yavaş yavaş (iğnelerle) ölür
kimi top yekün (bombalarla) ölür
tüketiyoruz çocuklarımızı
analar babalar üretsin dursun
bizde çocuktuk
ailemiz ve çevremiz
elimizden tuttu büyüttü
büyüyemeyen çocuklar
yavaş yavaş ölüyor
bakamazsan çocuğa
bırakın bir fidan gibi
doğada büyüsün
bir çiçek gibi bakım yapın
Çiçek açsın çocuklar
kuytulara atmayın çocukları
sahipsiz kalmasın insanoğlu
onlar hayvan değil insan
bakarsan adam olur
morfinlersen yavaş yavaş ölür
iyi bakın çocuklarınıza
bakımsız çocuklar yavaş yavaş ölür.
çocuklar ölürse bir nesil ölür
insanlığımız ölür
geleceğimiz ölür
Çocuklar yavaş yavaş ölür.