UYGARLIK VE MEDENİYET  …. 2

UYGARLIK VE MEDENİYET ….2
Uygarlık yazının bulunması, bilgi ve birikim sözlü kültürden yazılı kültüre geçmesi ile birlikte kalıcı Kültür insan beyni dışında yazı ile görsel(resim) hafızasının yanında şekille yazılan ve sonradan okunabilen parşömenden yeni bir hafıza doğdu. Çünkü yazılı kültürden önce sadece insan hafızası kültürün taşıyıcısı idi: bu nedenle tüm kültürler tarihsel olay ve olgularını kendinden sonraki kuşaklara aktarmak için mitler ve mitoslar aracılığı ile toplumlarını yön veriyor ve o kültürün devamını sağlıyorlardı. Ve tabii hikayeler öyküler (mitos anlatımı) şiirler sözlü kültürün en veciz en duygusal söz dizimleri idi.
Yazının bulunması ile birlikte sürekli kendini tekrar eden tarih artık yazı ile kolayca hatırlanabiliyor hatırlamak için sürekli tekrarı gerekmiyordu. Sürekli unutan ve tarihi tekerrür ettiren kalıcı olmayan insan beyni (hafızayı beşer şaşar) sürekli tekrar etmediğinde yeni bilgiler yeni yaşanmışlıkları kayıt ederken eski olana değer vermediği duygu yüklemediğinde hafızadaki bilgileri geri plana atıyor. sürekli tekrar etmediğinde de siliyor yada tüm bilgi birikimi kişinin ölümü ile siliniyordu.
Yazının icadı ile birlikte matematiksel bilgiler gelişmeye başlar. Hatta kralların kendi yasalarını kalıcı hale getirmek için Hammurabi kanunları diye ilk yazılı anayasayı Anadolu da yazılır. tüm semavi dinler kitaplarını kalıcı olmak için yazılı hale getirmişlerdir.
Hammurabi kanunları ile birlikte yazılı kültür sözlü kültüre üzerinde egemenliğini kurar. Yazının icadı ile medeniyetler uygarlığa katkı yapmaya başlar. Çünkü kültür kişilerin beyni dışında yazı ile yeni maddesel bir hafıza yaratılır.
Sayfa1
————————————————————————————————
Kağıt (parşömen) ve kalem ile birikim diğer insanlar kişilerini anlatımı dışında ulaşabilecekleri yanılsamalar dışında bilgi muhafaza eden yeni bir insani hafıza (kitap) yaratılır.
Yazı ile toplumlar yeni icatlarını matematik ve düşündüklerini yazıya dökerek sözlü kültürün eksiklerini kapatarak yazılı kültür yüksek bir kültürün oluşmasını sağlar. Yeni icatlar yeni eserler ve dahası peygamberler artık yazılı kültür ile ilk on emir ile Yahudiler eski ahitlerini yazarken topluma yön vermeleri ellerindeki kitap aracılığı ile yaparlar. Yazılı kültür kalıcı olarak ilk halini orijinalliğini kaybetmezken: İnsan hafızası; insan beynine bağlı olan mitler ve mitoslar artık insan hafızası ile eksik anlatım yada ekleyerek anlatım yerine( silimli imge) yerine silimsiz bir imge yazılı kayıtlar ortaya çıkar.
İsa’nın Havarileri Hıristiyan İsevi dinini ancak İsa’nın yazamadığı kitabı havariler yazarak Hıristiyanlığın kalıcı olarak yüzyıllara aktarılmasını sağlamışlardır. Havariler Tinsel felsefeyi mitos sözlü kültürden yazılı kültür haline getirerek incili yazılı hale getirdiler. Sözlü kültürde savaşlar ve savaş araç ve gereçleri tümüyle ilkel olduğundan dolayı daha vahşi daha kıyıcı idi.
Göçebelerin doğaya bağımlı yaşamları dolayısıyla diğer doğal hayvanlar gibi avını yemek için değil kurt politikası gibi avını parçalayıp atarak düşmanlarına yaşam hakkı tanımaz. Bu nedenle göçebe toplumları batıya ve güneye akınlar yaparken tüm medeniyetleri yok ederek ilerlemiştir
Adem peygamberin mitoslarını tüm yazılı dinler aktarırken Süleyman peygamberin 300 yıl yaşadığına dair kitabi dinlerin bilgileri dışında başka bir kaynak bulanamaz. Sözlü kültür ile oluşturulan Tinsel felsefe artık yazılı hale gelir okumanın dışında yazı ile aslının yok olmaması sağlanarak kitabi bir dine tabii olduklarını belirtir insanlar. Yazının icadı aynı zamanda savaşların biçimini ideolojiyi tanrı için ; din için savaşı merkeze koyarken aynı zamanda dinler arasında savaşlar artmaya başlar. Çatışmalar mitoslarla anlatımla değil yazılı ve aynı zaman kültür birikimi ile toplumlar birbiri
Sayfa2
————————————————————————————————
üzerinde egemenlik kurmaya dolayısıyla doğal yok edici kurt yasası yerine birikimlerinden faydalanmak için toplumları kendine benzetmeye benzemeyeni sindirerek ele geçirmeye (boyun eğeni öldürmemek) yeni kültür doğal kültürden uzaklaşarak insani kültürü yaratır. Böylece yazı yeni bir silimsiz hafıza ile sözlü kültürün yerini alarak sözlü kültüründe gelişmesine ilerlemesine yardımcı olur.
Hıristiyanlık kendi içinde ele geçirme savaşlarını sürdürürken yazılı kültür tüm toplumlar üstünde üst kimlik üst bir kültür oluşturur.Bu kültür aynı zamanda rekabet kültürünü de yaratır. Hıristiyanlık Katolik ve Protestanlık birbiri ile çatışmaya girer. Dinsel felsefeciler krallara hem ideoloji sunarken hem de tarihin akışına yön vermeye başat ideolojiyi yaratmaya çalışırlar. Ayakta kalan savaşı kazanmasına yardım eden ideolojiler kendi topraklarında gösterdikleri yön ile başat konuma getirir.
Avrupa da halklar kendi aralarında yüzyıl savaşları ile Hıristiyanlık tam ortasında bulunurken Katoliklik ve Protestanlık olarak Tinsel bilginin yanında savaşlar ve halkları ayakta tutmak için bilişsel ve pratik bilgi ile uygarlığa katkı yapmaya başlarlar.
Böylece ürettikleri ideoloji maddi gerçekliğin dönüşmesini sağlar. Katolik ve Protestanlık doğu ve batı arasında bulunurken eksik ve pratik bilgi madde üzerinde düşünmeye küçük icatlar yapmaya birikimler yaratmaya başlar. İdeolojik bilgi aynı zamanda bilimsel bilgi üretir. Bilimsel bilgiye sahip olan silaha sahip olurken tarihe de yön verir.
İstanbul İslam ülkeleri tarafından kuşatılırken kalelerin yıkılması top ve tüfekle yeni icat yapma mücadelesi ile yıkılmaz denen İstanbul surları Fatih’in bilimsel bilgiye verdiği değerle kale duvarları büyük toplar dökülerek İstanbul surları yıkıldı. İslam ülkeleri ve Osmanlı elindeki silah gücü ve kabiliyeti ve İslam ideolojisi ile Avrupa’nın ortalarına kadar ilerledi.
Sayfa3
————————————————————————————————

yeniden doğuş felsefesi ile yeni ütopyaların artık kitap yazarak yazılı kültür ile topluma bilgi ve bilim ve felsefe ile geniş toplum kesimlerine açılmaya yazılı kültürün demokratikleşmesine yol açarken artık üst sınıfların kültürünün dışında alt kültür aristokratik kültürün karşısına dikilir. Yazılı kültür aynı zamanda yeni sınıfını yaratır. Şehir kültürü yazılı kültür ile artık kasabaların dışında belli bir sayıda yönetilebilir Platon’un devleti yerine artık devasa bir şekilde büyümeye insanların kırsaldan akarak şehirlere akın etmeye başlar. Doğal üretimin yerine şehir üretimi ile merkantilist teknoloji yaygınlaşırken yazılı kültür en alt sınıflara kadar ulaşır.
En alt sınıflar yazılı kültür ile tanışması toplumun içinde yeni süper beyinlerin ortaya çıkmasını sağlarken aynı zamanda bilimsel bilgi artık ekonomide şehirlerde gelişir. Avrupa İmparatorluk yaratacak kadar büyük alana hakim olamayan krallar eşitler arasında savaşlara sahne olduğundan dolayı biri diğerinin kültürünü dolayısıyla birikimini yok edecek kadar kıyım savaşına girememiş dolayısıyla birinci dünya savaşına kadar teknolojik gelişim ve dolaysıyla motor teknolojisi ve aynı zamanda hava teknolojisi gelişmiştir
Birinci dünya savaşına kadar yıkıcı savaştan uzak birikim yaratma ve ticaret yapma dış dünyaya deniz yoluyla açılma çabaları ile bilimsel bilgiye yatırım yapılması ile ekonominin artı üretmesine ihtilalden sonra bazı bölgelerin ilerleme kaydetmesin ileri çıkan bazı şehirlerin çekim merkezi olmasında neden olur. Roma’dan sonra yeni bir ne ideolojisi nede İmparatorluk ekonomisi yaratamayan batı Osmanlı yada Rusya gibi büyük toprakları denetim altına tutamadığından dolayı muhalefet edenlerin yada yenilenlerin kaçabilecekleri yada sığınabilecekleri küçük merkezler karşıt kültürün ve birikimin yok olmadan var olmasını sağlayarak karşıt kültürler karşıtların birliğinde yeni niteliklerin ortaya çıkarmasını sağlarken aynı zamanda karşıtlar yok edilmediğinden dolayı da karşıtlar ve aynı gruplar arasında savaşın yerine rekabet kültürünün gelişmesini sağlar. Burjuvazi şehir efendileri rekabeti vahşi boyutlarda sürdürmeleri yeni ve büyük yıkım savaşına götürür dünyayı.
Sayfa4
————————————————————————————————

Yeniden imparatorluk hayaline kapılan Napolyon İhtilalin ürettiği yeni eşitlik özgürlük ve insan ideolojisinin rüzgarı ile (ideoloji) ile ülkeler fethettik sonra ayakta kalacak totaliter bir ideolojisi olmadığından kendi yaşamı ile sınırlı olmuştur. Birinci dünya savaşında yeni bir ideoloji milliyetçilik ideolojisi ile yeni bir totaliter ideoloji ile yeniden dünyayı ele geçirme büyük topraklara (imparatorluk hayali) sahip olmak dünyayı yönetme arzusunda olan teknolojiyi yedeğine alan Alman ve İtalyan Burjuvaları yeni dünyanın efendisi olmak için çıktılar. Bilemedikleri şey teknolojinin demokratik karakterli olması tek bir ülkenin tekelinde olamayacak kadar geniş bir alana yayıldığı ve her icadın kolayca taklit edilebilirliği gelişmenin tek bölgeye has olmadığı karşısına aynı teknoloji ile karşı çıkan ülkelerin savaş kabiliyeti ile durdurulmuştur.
Doğuda Osmanlı İslamiyet’in kendisine güçlü bir ideolojisi ve aynı zamanda savaş teknolojisi savunma sistemi ile Avrupa’ya karşı saldırılara savunma durumuna geçmiş 18 YY sonra aydınlanma felsefesi ve şehirlerin çekim merkezi olmaya başlaması ve ekonomik birikim , teknik konulara yatırım ile o bir süre sonra Avrupa yine icatları tüfekleri topları karşısında Osmanlı yenilmeye toprak kaybetmeye başlamıştır.
Avrupa bilimsel bilgiyi Hıristiyanlığın mezhep savaşlarında ortaya çıkan tinsel birikime Papalığın kendisinin iktidar yürüyüşü için krallara karşı mücadele ile geçirdiği için krallar Papalığa karşı somut ve maddi bilgi üzerine giderek bilimsel bilgiyi ve icatları ile Avrupa’nın yeni şehir efendileri burjuva sınıfını yaratır. Bu sınıf feodal beyler sınıfı gibi tinsel doğaya ve ruhban sınıfına ihtiyaç duymayan yeni bir mezhep protesto mezhebini yaratan bu sınıf Protestanlık mezhebi ile Hıristiyan Katolik tutucu ve feodal beylere hizmet eden mezhebinin karşısına daha demokratik ve şehir yaşamına uygun söylemleri bilimsel bilgi yaşam olanağı bulur.
Bu sınıf büyürken köy ekonomisi ve zanaata dayalı kasaba ekonomisi ve feodal beylerin yerini şehirde daha hızlı birikim yapan zanaat ekonomisini merkantilist ekonomiye
Sayfa5
————————————————————————————————

dönüştürerek ekonomiye insan ve hayvan gücünün dışında başka enerji kaynaklarını koymaya çalışır. Bulunan buhar gücü ile yeni motor yapan bu prematüre sanayi topluma ivme kazandırırken aynı zamanda insanları savaşmadan emeğini harcayarak hem birikim yaratıyor hem de insanların karnını doyuruyordu. Oysa Feodal beyle vahşi emek sömürüsünü sadece toprak rantı ile geçinen ama tüm üretimi doğaya bağımlı ve doğanın kötü hava şartlarında kıtlık açlık sorununu yeni savaşlar icat ederek insanların yeme sorununu ve nüfus surunu gençleri askerlik çağında yok ederek toplumun zorunlu giderlerini karşılayabiliyordu. Bu nedenle ideolojisi de kör bir doğaya bağımlı tümüyle tekrar doğaya biat etmeye her türlü kötü belayı dinsel mitoslarla insanların kabullenişi ve öteki dünya ile terbiye etmeye çalışıyordu. Yeni ekonomi insan emeğini kullanıyor ve bu emek ile yeniden üretim yaparak toprak rantına katkı yaparak toplumların zenginleşmesini sağlıyordu. İnsan emeğinin dışında buhar gücünü kullanarak motor ile ağır yükleri kolayca kaldırmaya başlar. Bu buhar gücünü kullanma edimi motorun gelişmesine ve daha sonra diğer yakıt türlerinin bu motorlarda kullanılması ile birlikte motor sanayi denizde karada ve havada toplumlar birbirileri ile yarışır hale gelir.
İslam ülkelerinde başat konumdaki Osmanlı mezhep savaşlarını batıdaki gibi bölünme iktidarın ikili olması pratik bilginin savaşlar dışında başka bir alanda kullanılmaması İktidarın tekil yapısı tüm muhalefetin ve muhalif olanın yok edilmesi nedeni ile muhalif bilgi ve birikim yok olur.
İktidarın yanlışlarını ancak savaşlarda kaybedilmesi anlaşılır ama toprağın büyüklüğü nedeni ile toprak kayıpları merkez ekonomide hissedilmez. Osmanlının dışında başka bir İslam ülkesi ile mücadele girebilecek kadar büyük bir ekonomisi olmadığından mezhep savaşları aynı şekilde devam eder. Batıdaki gibi krallar krala karşı krallar papalığa karşı ne ideoloji nede birikim yaratır. Osmanlı’da Şeyhülislam yada halifelik kral sultan ile birleşmiş aynı zamanda halifelik ve dini önderlik sadece sultanın ideolojisini üretirken hiçbir zaman iktidar ile karşı karşıya gelmemiş aksine perde gerisinde
Sayfa6

————————————————————————————————

iktidarı dini ideoloji ile yönlendirmiştir. Batıda ki kral ve papa kılıçlar savaşına girmemiştir. Batıda kılıçlar savaşında papalıktın yana olan papalığa karşı olan küçük krallar yeni mezhepleri Protestanlığı Kalvenciliği desteklemiştir.
Osmanlı da ve daha önce muhalif olanlar maddeci bilgiye bilimsel bilgiye Buhara ulaşmış küçük aydınlık bölgeler oluşmuş İskenderiye Kütüphanesinin dünyaya tanıtılmasına Avrupa’nın İskenderiye kültürü ile Helen ve Aristo felsefesinin yeniden okunması ve yorumlanmasını katkı yapmıştır İslamiyet gelişme çağında iken. Osmanlı Bektaşiliğin ordudaki yeniçeri gücü toprağa bağlı hassa askerleri ve iktidardakilerin yönetimi devşirme usulü ile saraya hizmetçileri ve halk kitleleri üzerinde Hanefi mezhebinin şekilci yapısı ile bütünsel bilgiye güçlü bir savaş ekonomisi ile feodal ekonomisinin en başat ekonomilerinden biri olarak dünya sahnesinde geniş bir alana yayılmıştır. Doğu ile batı arasında ticaret yolu olarak bu yolun esenliğini sağlayarak doğu ile batı arasında köprü oluşturmuştur. İslamiyet Osmanlı ile muhalif olan mezhepleri susturarak kendine karşı olan ülkeleri egemenliği altına alarak kendisi dışında parlak ekonomi kuracak kadar gelişen ekonomi İslam ülkeleri kurulamamıştır. Osmanlı da muhalif olanların susturulması ile tekilci üst yapısı ile aynı zamanda maddeci bilginin dolayısıyla bilimsel bilginin yok olmasını sağlar. Çünkü Osmanlı kendisinin dışında gelişen şehirleri çekim merkezlerini kendisine katarak büyümüştür.
Osmanlı tek bir sülaleden geldiğinden dolayı hiçbir zaman muhalif olanların eline geçmeden muhalif olan liderler hatta iktidar ortağı olabilecek kardeşler bile kellesi kesilerek tüm iktidarın dışında güçler yok edilmiştir. İktidarın hizmeti dışındaki muhalif mezhepler baskı altında tutarak ne yeni bir bilgi birikiminin oluşmasını dolayısıyla da yeni ekonomik veçhe yaratabilecek kadar yayılmasını engelleyerek muhalif olan mezhep yada bölgeleri sürekli sürgünler yaparak birlik ve birikim yaratmasını engellemiş batı gibi aydınlamacı ve yeni ekonomi oluşturabilecek mezhepler ortaya çıkmadan yok edilmiştir.Tüm isyanlar büyük bir kıyımla bastırılmıştır ve kalanlar yerlerinden sürgün edilerek uzaklaştırılmıştır.
Sayfa7
————————————————————————————————

Bu nedenlerden dolayı muhalefetin ortaya çıkması engellendiği ve ekonomik olarak kendini hayatta kalmasını sağlayamadığından muhalefet kültürü de kendisini geliştirememiştir. Pratik bilgi ve bilimsel bilgi feodal krallığa (padişahlığa) zarar vereceğinden dolayı Medreselerdeki eğitim sadece: Dil,felsefe ve şerri ilimler dışında ne simya (kimya) ne fizik nede başka objektif bilimler konusunda eğitim vermemiştir.
Batı Hıristiyan dünyası Katolik ve Protestan mezhepleri arasında savaştan yeni mezhepler ortaya çıkarken aynı zamanda muhalif olanları küçük krallar destekleyerek Tinsel bilginin dışında maddi dünya ile bilgiyi bilimsel bilgiyi destekleyerek şehir kültürünü dolayısıyla burjuvaziyi yarattı.
Osmanlı İstanbul dışında başka bir ekonomik merkez oluşmasına izin vermediği gibi (yeni çekim merkezi şehirler) İlim olarak( dil bilimi, felsefe (İslam felsefesi) ve Şerri ilimler(kelam fıkıh hadis) okutulur. Medreselerde yine farklı mezheplerin medrese kurmalarına izin verilmedi.
Batıda krallar arasında yüzyıl savaşları sürerken Kuzeyde Rusya Güneyde İslam kültürünün temsilcisi Osmanlı batı ile medeniyetler savaşına girer. Uygarlık savaşı tüm dünyanın önde gelen egemenlik savaşlarına sahne olurken tüm dünyanın derdi Uygarlık için yenilmez olmak egemen olmak için savaşlar yüzyıllardır sürer. Bu savaşlar kültürlerin yıkımı şehirlerin yok olması ve medeniyetlerin yok olmasına neden olmuştur. Ayakta kalan medeniyetler Uygarlığa hizmet ettikleri sürece ayakta kalabilmiştir. Uygarlıktan uzaklaşan bilimsel bilgiyi üretemeyen medeniyetler kendi yarattıkları tarihleri ile tarihin bir köşesinde belli bir zamanda ve mekanda var olarak belli sürecin sonunda yok olmuşlardır. Hazar Türk İmparatorluğu gibi..
Batı ve doğu medeniyetleri birbiri ile çekişmeleri ve savaşlar zaman zaman denkleşmiş biri diğerini yok edecek kadar Kavimler göçü gibi Kuzey den güneye Moğol akınları tarihi şehir merkezlerini yakıp yıkıp giderken Hıristiyan ve
Sayfa8
————————————————————————————————

İslam medeniyetleri birbirine kıyıcı bir güç olarak tarihte yüklenmemiştir. Birbiri ile beraber yaşamayı öğrenmiştir.
Avrupa’da Roma’dan sonra bir daha imparatorluk kurulamaz. Küçük krallıklara bölünen Avrupa kavimler göçü ile yıkıma uğrarken Hıristiyan yeni ahit felsefesi Roma’yı ayakta tutacak bir ideoloji üretemez Çünkü bu ideoloji Roma’ya karşı köle ayaklanmalarının bir ideolojisi olarak halk arasında yayılır. Ama Roma’nın ekonomisi ve yaşam felsefesi kavim göçünü kaldırıp kendisinin toparlanmasını sağlayamaz. Barbar kavimleri kendi ideolojileri asi başkaldırıcı yapıları ile Avrupa’ya nüfus eder. Bu nedenle Avrupa’daki Roma İmparatorluğu ile oluşan biat ve köle kültürü doğal özgürlüğün içinden gelen barbarlar hep asiliklerini korumuşlardır. bu nedenle küçük devletler kurarak kendi aşiretini ve milletini korumuşlardır. Hıristiyanlığın Havariler eli ile yeniden yazılması bir çok Hıristiyan düşüncenin dolayısıyla mezhep Hıristiyanlığın ilk aşamalarında ortaya çıkar.
Bu nedenle Hıristiyan felsefesi de tekilci karakter yerine bir çok koldan başlangıçta havariler aracılığı ile bir kaç yorumla diriltilir. Bu nedenle Erke: krala İmparatora bağımlı bir din felsefesi yerine kendisi bir kralın ideolojisini kurgulama yada gücün kralın peşinden gitme yerine kralların hepsini kendi yanına çekerek Kralları Hıristiyan birliği kurmak için İslam ülkeleri üzerine Hıristiyan ( haçlı seferleri düzenleyerek kralların idealizmini ideoloji üretimine yardım etmiştir ama ortadan güçlü kral yerine küçük kralların birliğinde İmparatorların büyük ülkelerin karşısında dağılmıştır. aynı zamanda Hıristiyan felsefesi kralların üretim ve savaş tekniğine yardım etme yerine kralların başına geçme kendini üst kral yerine koyması nedeni ile silahsız tinsel ideoloji ile Avrupa birliğinin ideolojisini kuramamış ve 11 yüzyılda kılıçlar savaşına kadar Papalık iktidar savaşını sürdürmüştür.
Batının kendi ekonomi politiğini kuramadığından dolayı ekonomik iyileşme sağlayamamış bu nedenle kralları küçük devletleri ile yüzyıl birbiri ile savaşmaları rağmen birbiri ile yenişememiştir. Papalık doğunun zenginliklerine ve Kudüs’e
Sayfa9
————————————————————————————————

ulaşabilmek için ülkelerin Hıristiyanlaştırmak için krallar birliği kurarak saldırmıştır. Güçlü bir lider üretemeyen Avrupa ekonomisi savaşarak kazanamadığından dolayı köle ekonomisine güçlendirerek emek üzerine birikim yapmasını sağlayarak küçük kralların derebeylerin bölgesel ilerlemeler ile gelişmeler olmaya başlamıştır. Köle ekonomisi serf ekonomisini dönüşmesi ile üretim artmaya başlarken bu üretim ticarette gelişmeye başlarken deniz ekonomisine sahip ülkeler daha hızlı ticaret yapmaya birikim liman ülkelerinde daha fazla olmaya başlar. Deniz ticareti kara ticaretinden daha karlı yüksek getirisi olan ticaret biçimi olarak gelişir. Bu aynı zamanda deniz ticareti aynı zamanda daha ucuz olan rüzgar enerjisinden faydalanarak daha fazla yük taşıyarak ticaretin bollaşmasını sağlar. Karada ticaret sadece hayvanlar ve katarlar aracılığı ile belli yollardan yapılırken aynı zamanda yolları kapatan ülkelerden geçerken maliyetler yükselir. Oysa deniz ticaretinde sadece korsanlar dışında her ülke deniz ticaretini bilmez. Deniz ticareti hem zenginleşmeyi artırırken hem de insanlarını ufkunu genişleterek İpek ve baharat yoluna alternatif deniz yolları arayışına girer.
Bu deniz ekonomisinin gelişmesine daha bakir ülkelerden hammadde alınarak eldeki fazla üretim kolayca pazar oluşmasına katkı sağlar. Böylece yeni keşifler yapılırken Avrupa ekonomisi içsel gelişmeye başlar. Hem emek sömürüsü köle emeği ile başlamış serf emeği sürmüş en son doğadan kopan köy emeği şehirlerde Ücretli emeğe dönüşmüştür. Böylece hem burjuvazi şehir efendileri feodal köy efendilerinin üzerinde üst ekonomik sınıf yaratarak savaşın dışında üretim fazlası yaratarak zenginleşme ekonomisi kurmuştur. Deniz ticareti ile de denizle bağlantısı güçlü devlet güçlü krallar ortaya çıkmıştır.
Krallar arasında savaş yerine doğu batı arasında zenginliği ele geçirmek için Hıristiyan ve İslam medeniyetleri arasında savaş başlamıştır. Kuzeyde Hıristiyan felsefesi Katolik felsefesinden ayrılarak kendi içinde her bölge papazlarını seçerek Avrupa Katolikliğinden ayrılır. Ortodokslukta her
Sayfa10

————————————————————————————————

bölge birbirinden ayrı yaşarken Rusya’da Rus İmparatorluğunun hizmetinde erkle beraber yaşar.
Katolik mezhebi Avrupa’da güneyde güçlenirken Kuzey Avrupa’da Hıristiyanlığın katı yapısından uzaklaşan Kuzey Avrupa halkları arasında Protestanlık mezhebi yeni sözcüleri ve yorumları ile katolikliğe karşı olan halklar ve krallar arasında gelişir ve Kuzey Avrupa’da etkin bir güce ulaşır Katolik kilisesine karşı Hıristiyanlığın kendi yorumlarını getirir : ” Ortodoks Kilisesi, her ülkede ayrı örgütlenmiştir Patrik, Katolik Kilisesi’ndeki gibi devlet başkanı statüsünde değildir, diğer kendisi de bir başpiskopos olup sadece saygınlık bakımından diğerlerinden üst seviyededir ancak diğer başpiskoposların yönetim bölgelerine müdahale yetkisi yoktur.Ortodokslukta Patriklerin ya da piskoposların yanılmazlık özellikleri yoktur bunun ifadesi dahi şirk kabul edilir. ” Wiki
Görüldüğü gibi Aristokrasi Katolik’se yeni sınıfın kendi ideologları tarafında şehir efendileri burjuvazinin sözcülerinin katolizmin karşına daha insanı mezhep yaratırlar
Sayfa11

————————————————————————————————

 

hakkında admin

Ayrıca Kontrol Edin

Ahlat Selçuklu mezarlığı ve Van gölü manzaraları

Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan ve Orta Çağ dönemine ait dünyanın en büyük …

2 Yorumlar

  1. Muhteşem bir paylaşım bu tebrik ederim. Sizi de sofra yemek tarifleri internet siteme beklerim. En güzel hızlı ve pratik yemek tarifleri ve daha fazlası burada.

  2. Orta Çağ Avrupa’sında merkezi otorite iyice zayıflamış ve devletler birliği ortadan kalkmıştır. Kral’ın yetkileri sınırlandırılmıştır. Temeli eşitsizliğe dayalı olan derebeylik yani Feodalite sistemi ön plandadır. Bu dönemde Papaların gücü zirve yapmıştır. Papa yetkilendirmesiyle birini Kral olarak atayabilir veya görevden alabilirdi. Dolayısıyla kilise imparatorluk içinde en güçlü kurum halindedir. Kiliseyi ise Papalık temsil etmektedir. Bu bağlamda Papalık en yüksek mevkiidir. Orta Çağ Avrupa’sında kilise sadece dinsel açıdan değil, ekonomik ve siyasi yönden de büyük bir güçtür. Dinin baskısı altındaki bu dönemde yani Orta Çağ Avrupa’sında büyük bilimsel ilerlemeler kaydedilmemiştir. Kanlı haçlı seferleri sonrasında büyük can kayıpları verilmiştir. Orta Çağ Avrupa’sı insanlığın gelişimi yönünde karanlık bir çağdır. Zaman içinde yeşeren bilimsel ve düşünsel ilerlemeler hız kazanınca Orta Çağ devri kapanmış ve aydınlanma çağı başlamıştır.

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!