admin

Yerköprü Karaisali doğa-güzelliği

Yerköprü, Karaisalı’nın ve Adana’nın gözde mekanı olarak turizm alanında örnek bir çalışma olarak hizmete girdi. Sanayisi olmayan Karaisalı’nın eko turizmle kalkındırılması için mesire yeri Yerköprü’deki peyzaj çalışmaları geçen yıl tamamlanmıştı. Son dönemde, amaca hizmet edemeyecek, Karaisalı´ya yakışmayan köhne yapı, eski Yerköprü mesire yeri yıkıldı. Buraya, yakışır bir bina yapıldı. Oturma grupları hep ahşaptan. Karaisalı taşıyla yapılan arklar, su sesini her yere taşıyor. Çimlendirme, çeşitli çiçekler, Yerköprü’nün güzelliğini bir tablo misali ortaya koyuyor. Karaisalı’ya yakışan, ekoturizmi başlatacak, kalkınma amacına hizmet edecek tesis ihaleye çıkarılıyor.

Adana şehir merkezine 53 Km. Karaisalı ilçe merkezine ise 13 Km. mesafede olup asfalt yolla ulaşılabilmektedir.

Genel Bilgi
Çakıt suyunun battığı ve tekrar yüzeye çıktığı yerlerden dolayı Yerköprü adı ile anılmıştır. Buradaki mesire alanı Kapuz ve Belemedik Kanyonlarının kesiştiği bir noktadır. Kanyon yürüyüşü başlangıç noktasıdır.  Çakıt ırmağının kenarında  2005 yılında 2210 M2 alanda kurulmuştur.

Karaisal’nın diğer unutulan değeri Kapıkaya Kanyonu’nun   bu gün Adana turizminin start aldığı bir yürüyüş parkuru haline geldi. Yapılan çalışma ile Kanyon’un doğaseverlerin düzenli uğrak yeri oldu. Kolaylaştırılmış parkur, bazı çalışmalarla da güvenli hale getirildi. Kanyonun girişi, şelale mevkisinin Yerköprü’ye bağlanması, insanların huzurlu bir doğa yürüyüşü yapmasını

Varda Köprüsü (Alman köprüsü) Karaisali Adana

Varda Köprüsü,  Adana nın Karaisalı ilçesinde bulunan Varda Köprüsü Alman Köprüsü ve Koca Köprü olarak da adlandırılmaktadır.

Demiryolu köprüsü olarak yapılan köprü 1912 yılında Almanlar tarafından inşa edilmiştir. Adana’ya harika bir görsellik katan köprü, 200 metre uzunluğunda olup; 99 metre yüksekliğindedir. Tarihi eserler arasında gösterilmekle birlikte, Adana’nın önemli kalıntıları arasındaki köprü, günümüzde iki tüneli kullanılmaktadır. Hackırı Köyü yakınlarındaki Alman Köprüsü’ne ulaşım zor değildir. İlçeye yakın olan Kapıkaya Kanyonu’ndan 2 kilometre sonra Kıralan ve Bolcalı köylerinin tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz.

Yumurtalık marina Ayas kalesi ve İskenderun Körfezi balık avı manzaraları

Bir Makedonya kolonisi tarafından liman şehri olarak kurulan ve bundan önceki tarihi bilinmeyen stratejik öneme sahip Ayas (Yumurtalık), Roma devri boyunca imparatorların uğrak yeri ve donanma üssü olarak kullanılmıştır.Kuruluşundan itibaren Osmanlı hâkimiyetine kadar Romalılar, Persler, Bizanslılar, İlk İslam fetihleri, Haçlılar, Ermeniler, Memluklular ve Ramazanoğulları hâkimiyetinde kalan Ayas Kalesi, 1266 yılından 1347 yılına kadar defalarca Memlukluların saldırısına uğramış ve tahrip edilmiştir. Şehir 1347 yılında kesin olarak Memlukluların eline geçmiş, bu vesileyle şehir sıkça yıkılıp yeniden düzenlenmiştir.Bu nedenle, kale surlarının birçok kısmında malzeme boyutları ve biçimleriyle birbirlerinden farklı özellikler görülür. Örtüsüyle diğer mekânlardan ayrılan 3. kısım da, büyük ihtimalle Memlukluların Ayas’ı ele geçirmelerinden sonra eklenmiş olmalıdır. Ancak, kale kapısının bulunduğunu tahmin ettiğimiz 2. kısım ile 3. kısım arasındaki bölümün, 20. yüzyıl içerisinde hasara uğrayıp ortadan kaldırıldığı kanaatindeyiz.Günümüze ulaşan sur duvarları ve kulelerde tamir izlerinin çokça görüldüğü kalede, kullanılan devşirme malzemenin çeşitliliği burada hüküm sürmüş bütün ulusların izlerini kısmen de olsa günümüze taşıması açısından önem arz etmektedir.

THE USE OF RECRUITMENT (SIPOLIEN) MATERIAL IN AYAS (YUMURTALIK) CASTLE
AbstractAyas( Yumurtalık), first founded by a Macedonian colony as a harbor city and of which the former history is unknown, has been a popular place of the emperors during the Roman Empire and has been used as a navy base.Ayas Castle, which has been dominated by Romans, Persians,Byzantians, First Islamic Conquerors, Crusades, Armenians, Memluks and Ramazanoğulları from its foundation up to the Ottoman Times, has been repeatedly attacked by Memluks and destroyed between 1266 and 1347.The city has been taken by Memluks in 1347 and reconstructed repeatedly.For the reasons listed, on many parts of the wall the materials used vary in size and shape. The third part which differs from the others has been added most probably after Memluks took over Ayas. But the part between second and third part on which we suppose there was the castle door, has been destroyed in the present century.The diversity of the materials used on the castle where exist the traces of repairs play an important role in indicating the data on the nations dominated here.

Şia (İran) ve Sünni (suud) savaşları ve yeni dünyanın öcüsü İşid

Zengin Arap şeyhleri ile Amerika-batı dünyasındaki ortaklık Ortadoğu petrolleri üzerindeki hakimiyet savaşı yine kan, yine gözyaşı akıtıyor. ABD nin Kaya gazı ve petrole ihtiyacının azalması ile pazar kaybına uğrayan  Suudiler  petrol arzını artırma yoluna giderek pazardaki payını büyütmeye çalıştı . Özellikle Amerika ve batının İran ile flört ederken petrol piyasasına gireceğini bilen Suudiler piyasaya tam hakim olmak için üretimi artırması ile petrol fiyatları düştü..

Amerika, İran arasındaki uzun süren müzakerelerden sonra: İran’a uygulanan ambargonun kalkması ile İran petroldeki gelirini artırmak için üretimi artırma amacındayken kendi mahzenlerindeki 3 bin km menzilli füzeleri gösteriyordu. Bu arada Suudi Arabistan İran ile aralarındaki büyük çatışmadan sonra Suudiler kendi muhalif olan Şia dini lideri muhalefet yapıyor diye  idamı sonrasında,  İran büyük tepki gösterdi. İran halkı ayaklandı ve Suudi’lerin konsolosluklarını yakarak cevap verdi. İslam dünyası ülkeleri mezhepler savaşına geri dönerek hemen ikiye bölündü. İran’ı karşısına alan S Arabistan’a bağlı devletler renklerini belli etmeye başladı. Böylece batının gemlemeye çalıştığı İran’ı İslam birliğinin dışında tutmaya ve İran’a karşı bu  ülkeleri arasında Suudi İran karşıtı cephe oluşturdu.

Böylece İran’a ambargoyu  serbest bırakan Amerika  Müslüman ülkeleri (dinsel mezhepler) bloklara ayırarak birbirlerine düşman etmek için  iki ayrı gücü mezhep çatışmalarıyla karşı karşıya getiriyor. Arap baharındaki ayaklanan Mısır Fas Tunus Libya halkları kendi muhalefetine müsamaha etmeyen güçlü liderleri kağıttan kuleler gibi yıkıldı. Ekonomik olarak hiç bir sorun yaşamadan Batının kışkırtmasıyla  cılız muhalefetlere her türü desteği vermesi ile interneti ve insanlar arasında yeni iletişim araçlarını kullanarak bu ülkeler bir anda ortaya çıkan  halk yürüyüşlerine  batınının verdiği desteklerle bu diktatör ailelerin ve liderlerin elinden alınarak yeni iktidar yürüyüşü yapan güdük ve cılız demokrat bile olamayan hareketlere verildi. Mısır’da muhalif olan demokrat bile olamayan Müslüman kardeşler  gibi klikler hemen her yerde iktidara geldiler.

Mısır da  ilkel şeriat kararları alınarak toplumun azınlıklarına kendisinin dışında kim varsa eski iktidardakiler gibi iktidara gelenler zulüm yapmaya başladı. Mısır’da Müslüman kardeşler başka gruplar tarafından çok da zor olmayan bir şekilde iktidardan uzaklaştırıldı.  Bu arada Suudi’lerin içindeki %15 Şii halkının lideri Vahhabi’leri karşı muhalefet yapmaya başladı. Bu arada Yemen de Şii nüfusun çoğunlukta olmasına rağmen Arap baharı ile ayaklanan halkı Suudi Arabistan’ın tankları ile o ülkeye girerek bastırdılar

Torosların zirvesinde karboğazından karbeyaz manzaralar

Karboğazı Tarsus’a bağlı Gülek belediyesi sınırları içindedir.

Gülek Karboğazı, Adana, Mersin ve Niğde’ye 1 saat mesafededir.

Tarsus’tan araçla 30 dk da ulaşılabilmektedir. Mesire alanı Gülek Belediyesince ziyaretçilere en iyi şekilde hizmet vermek amacıyla hazırlanmıştır.

Bolkar Dağları’nın güney yamaçları üzerindeki Karboğazı Kayak Merkezi, 3585 metrelik zirvesi, 2000 ila 3000 metre rakımları arasında bulunan 10 km’lik doğal kayak pisti, kasımdan nisana kadar kaliteli kar tutma özelliğiyle kayakçıların ve piknikçilerin ilgisini çekiyor. Yıl boyunca burada kar var ama kış sporları için uygun kar 6 ay boyunca kalıyor.

Tarsus Gülek’e 20 km uzaklıktaki Karboğazı’nda, Uluslararası Kayak Federasyonu’nun (FIS) Alp disiplini kayak yarışmalarında istediği özelliklerin tamamına sahip olmasına rağmen tesis bulunmuyor. Yine de belediyenin özellikle hafta sonları kapanmaması için kontrol altında tuttuğu yol sayesinde kayak, snowboard ve kızak meraklıları buraya akın ediyor. Çoluk çocuk karda piknik keyfi için bu bölgeyi tercih edenlerin sayısı da az değil. Arabanızla 2000 metreye kadar çıkıp, park ettikten sonra aşağıya kayabiliyorsunuz. En yakın konaklama 40 km mesafede.

MERSİN’in Tarsus İlçesi’ne bağlı Gülek Beldesi’nin Karboğazı Yaylası, Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ ilan edildi.

Bolkar Dağları’nın güney yamaçları üzerinde 700 hektarlık alanda yer alan ve Mersin’e 120 kilometre uzaklıkta bulunan Gülek- Karboğazı’nın turizme kazındırma çalışmaları sonuçlandı. Bir süre önce Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla, ‘Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ ilan edilen Gülek- Karboğazı, bölgenin turizm açısından hareketlenmesine ve gelişmesine katkı sağlayacak.

“Karboğazı Turizm Merkezi, bölgemizin ekonomik ve sosyal gelişimine önemli katkı sunacaktır. Adana Havaalanı’na yakınlığı da ulaşım açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Bölgeye gelecek yerli ve yabancı turistler, diğer turizm faaliyetlerinden başka, aynı zamanda sadece 1.5 saat sonra denizden bin 900 metre yükseklikteki Karboğazı’na çıkıp kayak yapabilme imkanına sahip olacaklar. Kayak Merkezi, konumu itibariyle Mersin, Adana, Niğde, Kahramanmaraş’ı kapsayan çok geniş bir alana hitap eder. Merkezi çevreleyen 250 kilometrekare alanda 8 milyondan fazla nüfus bulunmaktadır. Devlet Karayolları vasıtasıyla bölgeye kolay ulaşım, günübirlik ziyaretçiler için ayrı bir avantaj sağlamaktadır.”

Çam, ardıç, sedir ve köknar ağaçlarıyla kaplı orman yapısı ile 3 bin metre rakıma sahip bölgede, her yıl mayıs ayının sonuna kadar kar bulunur.

Torosların zirvesinden kış manzaraları

Toros Dağları

Yükseklik   4.000    Çıkıntı 1.000    Konum  Rodos Adası – Suriye sınırı
Sıradağ  4    Koordinatlar   72   Jeoloji    Tür   7
Jeolojik yaş   1052     Son patlama    1000
Tırmanış
İlk çıkış   1750    Oksijensiz ilk çıkış   1373
 Toros Dağları Alpin kuşağın bir parçasıdır
Toroslar üzerinde deniztarağı fosili. Torosların bir zamanlar deniz tabanı olduğuna delildir.
Toros Dağları ya da kısaca Toroslar, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarına paralel olarak, Teke Yarımadası’ndan Suriye’ye, hatta iç kesimlere de uzayarak Irak sınırına varan, içinde birçok sıradağı da barındıran bir dağ zinciridir. Bu zincirin en yüksek noktası 3767 metrelik Kızılkaya zirvesidir.
Oluşumu
Toroslar Kuzey Anadolu Dağları gibi 3. jeolojik zamanda Alpin Orojenezi ile oluşmuştur. II. jeolojik zaman boyunca Tetis Okyanusu’nun tabanında bulunan arazi tortul maddelerle dolmuştur. Tetis Okyanusu’nun tabanı karadan dış kuvvetlerin (akarsu, rüzgar, buzul, dalga ve deniz akıntıları) taşıdığı malzeme birikmeye başlamıştır.Deniz tabanında biriken taşınmış malzeme üstten gelen basınçla tortul taşlara dönüşmüştür. Afrika Levhası ve Arap Levhasının kuzeye doğru hareketi bu alana basınç uygulamıştır. Yan basınca uğrayan tabakalar sert ise kırılır(kırık dağları oluşur, Horst-Graben), daha yumuşak ise kıvrılır. Yumuşak olan bu Tortul tabakaların kıvrılarak yükselmesiyle alanda Alpin kuşağın bir parçası olan Toros Dağları oluşmuştur. Kıta hareketleri ile kuzeye hareket eden Afrika ve Arap levhaları Tetis Okyanusu’nun tabanının yok olarak Toros Dağlarının oluşumuna sebep olmuştur. Arap levhası daha hızlı hareket ettiğinden Güneydoğu Toroslar daha dış bükey hale gelmiştir[1].
Toros dağlarının Bölümleri[değiştir
Toroslar 3 kısımda incelenir. Bölümleri ve zincirdeki sıradağlar batıdan doğuya şöyledir;
Batı Toroslar Akdağlar, Bey Dağları, Katrancık Dağı, Geyik Dağları
Orta Toroslar Akçalı Dağları, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları
Güneydoğu Toroslar Nurhak Dağları, Malatya Dağları, Maden Dağları, Genç Dağları, Bitlis Dağları
Batı Toroslar
Batı Toroslar veya Antalya Toros Dağları, Teke Yarımadasından başlayarak Antalya Körfezi’nin çevresinde bir yay çizer. Doğuda Taşeli Platosu ve Göksu Nehri ile Orta Toroslardan ayrılmaktadır.
Termessos antik kenti Batı Toroslarda, dağlık bir alana kurulmuştur.
Orta Toroslar, kabaca Mersin, Antalya sınırından başlayarak kuzeydoğu yönünde Binboğa Dağlarına kadar devam ede
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Zengin sosyalistler ülkesi

“Eşitsizliği gidermek için kapitalizmin ortadan kalkması gerek.”

Ali Koç

“Kapitalizm insanlık için istenilen sonucu vermedi. Vermiyor.”

Bülent Eczacıbaşı

“Kapitalizm bizi iklim değişikliğinden kurtaramaz, çare sosyalist politikalarda.”

Bill Gates

“Kimse emeksiz yaşayamaz, başkasının emeğiyle yaşayanlar hariç.”

King Camp Gillette

King Gillette bir 19. ve 20. yüzyıl Amerikan sanayicisi. Döneminin önde gelen sanayicilerinden ve adından da tahmin edilebileceği gibi kullan-at tıraş bıçağının mucidi. Ama kendisi aynı zamanda yukarıdaki gibi sözler sarf etmiş, döneminde kendi çalışanı emekçi sınıfın en iyi koşullarda geçineni olmuş, kafasındaki ütopyacı toplum tasarısını anlatmak üzere kitaplar yazmış bir sosyalist.

Ali Koç Gezi Direnişinde Divan Otel’in kapılarını açınca dudak bükenlerden biri de bendim. Çünkü haklı olarak Türk sermayesinin bugüne dek bütün yatırımını sağa yaptığını, hep sağı semirttiğini hatırlamıştım. Doksan yıllık sağı besleme sürecinin sonunda yarattığınız AKP canavarını görüp dehşete düştünüz ve iki kıpırdandınız diye bizden kucak mı bekliyorsunuz diye düşünmüştüm. Hâlâ da ikircikli duruşumuzu korumaya inanıyorum. Ama bir şey, daha doğrusu iki küçük detay da kafama takılıyor. Friedrich Engels’in zengin bir fabrikatör oğlu olması ve lise felsefe derslerinde hocalarımızın bize anlattığı ufak bir prensip: “Felsefe için üretim fazlası gereklidir.” Tamam, biraz buyurgan ve pratikte yanlışlanabilir görünebilir, eğitimsiz ve yoksul bilge yok mudur diye sorulabilir. Vardır elbette. Ama topraktan öğrenip kitapsız bilmek de her zaman yeterli olmaz. Felsefe tarihinin ilk önemli düşünürlerinden Miletli Thales’in matematik ve doğa bilimlerindeki donanımını kullanarak tarım yatırımları yaptığını ve böylece büyük bir servet kazandığını unutmayalım.

Onun için de son dönemde dünya ve Türkiye sermayedarının peş peşe yaptığı sosyalizme tekrar göz atma çağrılarına, “Atma Ali, atma Bülent, din kardeşiyiz.” demeden önce iki kere düşünmek gerektiğine inanıyorum. Bu insanlar da kör değil, kapitalizmin üst üste yaşadığı krizleri onlar da görmüyor değil. Evet, sosyalist ve Marksistler olarak bize bir sermayedar ne beyanda bulunursa bulunsun ihtiyatlı yaklaşmak düşer ve devrimci tepkiselliğimizi sosyalizme dönemsel göz kırpmalar gibisinden kapitalist beyan ve akımlarına endeksleyemeyiz. Bir kere çekmediği çile kalmamış ülke solu olarak tuzaklara ve çakallara karşı uyanık olduğumuz için hiç suçlanamayız. Ama bir gün bizim bir King Gillette’imiz, bir sosyalist sermayedarımız olacaksa, ki bu en azından kısa vadede bir mihenk olabilirdi, bunun yeşil sermayeden çıkmasını beklemek de saflık olur. Kapitalizmi kendi silahıyla vuracak, solun başı bozuk akıncısı olabilecek böyle bir zümrenin sanat takipçiliği, sanat destekçiliği, sponsorluk, akademik finansman geleneği olan, gerçek şehirli burjuva sermayedarından çıkma ihtimali, yeşil sermayeden çıkma ihtimalinden çok yüksek.

Ne ütopyacı bir yazı oldu bu böyle! Neyse, King Gillette de ütopyacı bir sosyalistti.

 

Etiketler:507, ali koç, bülent eczacıbaşı, engels, gezi, ilyas salman, kapitalizm, marksizm, sermaye, sosyalizm

İlyas Salman

http://www.turksolu.com.tr/zengin-sosyalistler-ulkesi/

Hasta olmak istemiyorsan duygularını kendine yaşat

Duygularını anlat.

* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!

Karar Vermelisin..

* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.

Olduğundan Farklı Yaşama.

* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.

Kabullen.

* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.

Çözümler Bul.

* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.

Güven.

* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.

Hayatı Üzgün Yaşama.

* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.

Dr. Dráuzio Varella (Brezilyalı bir doktor)

error: Content is protected !!